Fransa

Fransa veya tam resmi adıyla Fransız Cumhuriyeti (Fransızca République française), Avrupa’nın üçüncü en geniş, Avrupa Birliğinin en büyük ülkesi. Batı Avrupa’da yer alan ana topraklarının yanı sıra dünyanın çeşitli bölgelerinde denizaşırı topraklara da sahip olan bir ülke. Bu sayfada Fransa hakkında bilgi, tarihi, başkenti, şehirleri, Fransa gezi rehberi, gezilecek yerler, Lyon, Marsilya, Cassis, Cannes, Nice, St. Tropez, Eze, Saint-Paul-de-Vence, Perpignan, Cote d’Azur, Provence, Fransız Rivierası gezi notları içeren blog yazıları bulabilirsiniz.

Fransa’nın Avrupa dışındaki başlıca toprakları:

  1. Karayipler’de Saint-Martin, Martinique, Saint Barthélemy ve Guadeloupe.
  2. Güney Amerika kıtasında Fransız Guyanası.
  3. Madagaskar açıklarında Reunion ve Matotte.
  4. Atlantik Okyanusu’nda Kanada’ya yakın Saint Pierre and Miquelon.
  5. Antarktika’da Adelie Land.
  6. Pasifik Okyanusu’nda Fransız Polinezyası, New Caledonia, Wallis and Futuna, Clipperton Adası.
  7. Hint Okyanusu’nda Kerguelen Adaları, Crozet Adaları, St. Paul ve Amsterdam Adaları.

Fransa Hakkında Bilgi

Günümüzde Avrupa kıta Fransası, kuzeyde Manş Denizi ve Kuzey Denizi’nden güneyde Akdeniz’e; batıda Atlas Okyanusu’ndan doğuda Ren Nehri’e kadar yayılan geniş topraklarda yer alıyor. Fransız halkının ülkelerini, haritasının şekli nedeniyle L’Héxagone (altıgen) olarak da adlandırmaları, Fransa hakkında bilgi olarak vermeye değer.

Fransa, yönetimde yarı-başkanlık sisteminin uygulandığı üniter bir devlet. Ülkenin başlıca prensip, hedef ve ülküleri İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinde yazıyor.

Ülkenin Avrupa kıtasındaki komşuları İspanya, Andorra, Belçika, Lüksemburg, Almanyaİsviçreİtalya ve Monako. Akdeniz’de İtalya’ya ait Sardinya adası’ndan 12 kilometre uzaktaki Korsika adası da Fransa’ya ait. Sahip olduğu denizaşırı illerde de, Fransız Guyanası nedeniyle Brezilya ve Surinam’a, Saint Martin Adası aracılığıyla Hollanda Antilleri ile sınırları var. Ülke, Manş Denizi’nde deniz altından geçen Manş Tüneli’yle İngiltere’ye demir yolu ile bağlanıyor ve özel amaçlı bir trenle kara yolu araçları ve bisikletler de taşınabiliyor.

Fransa özellikle on yedinci yüzyılın ortasından itibaren dünya genelinde uluslararası ilişkiler açısından önde gelen ülkelerden biri oldu. 18. ve 19. yüzyıllar arasında dünyanın en büyük emperyalist imparatorluklarından birini kurdu. Bu dönemde ülkenin sınırları batı Afrika’dan, güneydoğu Asya’ya kadar genişledi ve etki ettiği bölgelerdeki toplumların yaşam, kültür ve siyasetlerinde önemli etkiler ve izler bıraktı.

Dünya sıralamasında nominal gayrisafi yurt içi hasılası altıncı, satın alma gücü paritesi ise sekizinci sırada olan, güçlü bir ekonomiye sahip ve gelişmiş ülkeler arasında yer alıyor. Ortalama 85 milyon kişiyle dünyanın en çok ziyaret edilen ülkesi olması da önemli bir bilgi.

Fransa, siyasi ve ekonomik kuruluş Avrupa Birliği adlı örgütlenmenin kurucu üyelerinden biri ve birlik üyesi ülkeler içinde yüzölçümü en büyük olanı. Ülke, bunun yanında Birleşmiş Milletler’in de kurucu üyelerinden; Frankofon, G8 Zirveleri, Latin Birliği ve NATO’nun da katılımcılarından. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesinden biri. 360 etkin savaş başlığı ve 59 nükleer santraliyle önemli bir nükleer güç. Kısaca dünya siyaseti ve ekonomisinde söz sahibi, en gelişmiş ülkelerden biri.

Fransa Tarihi

Günümüzde Fransa sınırları Roma işgalinden ve Milattan Önce Kelt Galyalıları (Celte Gaulois) halkının yaşadığı Antik Galya (Gaule) sınırlarıyla yaklaşık olarak aynı. Galya, MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatoru Julius Caesar tarafından ele geçirilince Galya halkları Roma kültürünü ve Roma dilini benimsemeye başladılar. Daha sonra zamanla bu dil kendi içinde değişerek modern Fransızcanın temellerini oluşurdu. Ülke topraklarında Hristiyanlık ilk olarak MS 2. ve 3. yüzyıllarda görüldü ve sonraki iki yüzyıl içinde çok hızlı yayıldı ve Fransa tarihi içerisinde önemli bir rol oynadı.

Galya’nın Ren Nehri kıyısındaki doğu sınırları MS dördüncü yüzyılda  Germen boyları tarafından yönetiliyordu. Bu topluluklar içinde en güçlü olanı, Fransa’ya antik Francie adını veren Franklardı. Günümüzde kullanılan Fransa adı ise Paris dolaylarında bulunan Capet krallarının yönettiği derebeyliğin bulunduğu bölgenin adından geliyor. Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra, Avrupa topraklarında yayılan Germen boyları içinde Franklar, Aryanizm’e değil, Katolikliğe giren ilk topluluklar oldu.

843 tarihinde Fransa tarihi bakımından önemli Verdun Antlaşması gereğince Karolenj İmparatorluğu’nun Doğu Frank Krallığı, Batı Frank Krallığı ve Orta Frank Krallığı olarak üçe bölünmesiyle, ayrı bir ülke olarak Fransa tarihi başladı diyebiliriz. Batı Frank Krallığı hemen hemen bugünkü Fransa topraklarını kaplıyordu ve çağdaş Fransa’nın temelleri bu krallık üzerine kuruldu.

Karolenj Hanedanı ülkeyi 987 yılında Fransa Dükü ve Paris Kontu Hugh Capet’nin Fransa kralı olarak taç giymesine kadar yönetti. Onun soyundan gelenler ile Valois ve Bourbon hanedanları da bir dizi savaşla ülkede birliği sağladılar. Krallık yönetimi 17. yüzyılda ve Kral XIV. Louis’nin döneminde zirveye ulaştı. Bu süreçte Fransa, Avrupa kıtasının en kalabalık ülkesi hâline geldi ve Avrupa kültürü, politikaları ve ekonomisi üzerinde en etkili güçlerden biri oldu. Fransızca dönemin egemen diplomasi dili oldu ve uzun süre bu niteliğini sürdürdü. Aydınlanma çağı da büyük ölçüde Fransız entelektüel çevrelerinde gerçekleşti. Fransız bilim insanları 18. yüzyılda büyük bilimsel buluşların altına imzalarını attılar. Ayrıca ülke bu dönemlerde Afrika, Amerika ve Asya kıtalarında denizaşırı topraklar edindi.

Ülkede krallık sistemi 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi ile yıkıldı. Fransız Devrimi sırasında dönemin Fransa kralı XVI. Louis ve eşi Marie Antoinette ile onlara yakın yüzlerce Fransız vatandaşı öldürüldü. Kısa süreli bir dizi yönetim denemesinden sonra Napolyon Bonapart 1799’da cumhuriyetin kontrolünü ele aldı ve kendini önce Birinci Konsül, daha sonra, günümüzde Birinci İmparatorluk (1804–1814) adıyla anılan devletin imparatoru ilan etti. Napolyon Savaşları olarak bilinen bir dizi savaşın ardından, Bonaparte ailesinin yardımıyla Napolyon kıta Avrupa’sının çoğunu hakimiyeti altına aldı. Yeni elde edilen bu topraklara daha sonra Bonaparte ailesinin üyeleri Fransa’ya bağlı kral olarak atandı.

Modern Fransa Tarihi

1815 yılında yapılan Waterloo Savaşı’nda Napolyon’un son yenilgisinden sonra Fransa’da tekrar krallık yönetimine geri dönüldü. Ancak bu kez kralın yetkileri anayasayla kısıtlandı. 1830 yılında çıkan bir sivil ayaklama olan Temmuz Devrimi’yle Bourbon Hanedanı tümüyle kaldırılarak anayasal krallığa dayanan Temmuz Monarşisi getirildi. Bu yönetim biçimi 1848 yılına dek sürdü. Bu arada kurulan İkinci Cumhuriyet oldukça kısa süreli oldu ve 1852 yılında III. Napolyon İkinci İmparatorluğu kurunca yıkıldı. 1870 yılında başlayan Fransa-Prusya Savaşı’nda yenilen III. Napolyon bunun üzerine tahttan indirildi ve bu yönetim rejimi de Üçüncü Cumhuriyet’in kurulmasıyla bitmiş oldu.

Fransa 17. yüzyıldan başlayarak 1960’lara dek emperyalist bir sömürge devleti oldu. 19. ve 20. yüzyıllarda dünyanın dört bir yanında edindiği sömürge toprakları Fransa’yı İngiltere’den sonra ikinci büyük sömürge imparatorluğu haline getirdi. 1919 ve 1939 yılları arasında gücünün doruklarındayken Fransız Sömürge İmparatorluğunun yüz ölçümü 12.347.000 kilometrekareye ulaştı. Ülkenin Avrupa’daki toprakları da işin içine katılınca 12.898.000 kilometrekareye erişen Fransız egemenlik alanı, dünya topraklarının %8.6’sını kaplıyordu.

9 Mayıs 1950 tarihli Schuman Bildirgesi Avrupa Birliğinin ilk kuruluş denemesi olarak tanımlanıyor.

I. ve II. Dünya Savaşlarından galip olarak çıksa da Fransa büyük insan kaybına ve maddi zarara uğradı, Avrupa’daki toprakları her iki savaşta da yer yer Almanya tarafından işgal edildi. 1930’lu yıllarda Halk Cephesi Hükumeti ülkede önemli toplumsal yenilikler yaptı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Dördüncü Cumhuriyet kuruldu ve Fransa’nın dünya siyasi ve ekonomik politikalarında etkili bir güç olarak kalabilmesi için ülkenin mevcut durumunun ve hala elinde bulundurduğu sömürge topraklarının korunmasına çalışıldı. 1946’da Çinhindi’nin yönetimini yeniden ele geçirmek için Birinci Çinhindi Savaşı çıktı ve 1954 yılında Fransa yenilerek bölgeden çekildi. Artık Fransa tarihi küçülme, modernleşme ve gelişme ile devam edecekti.

Bundan kısa bir süre sonra Fransa, Cezayir halkının başlattığı bağımsızlık savaşında daha da sert bir direnişle karşılaştı. O dönemde Pied-noir adı verilen milyonlarca Avrupa kökenli sakini olan Cezayir’in kontrolünü bırakıp bırakmamak konusunda Fransa’da büyük tartışmalar yaşandı ve ülke bir iç savaşın eşiğine geldi. 1958 yılında istikrarsız ve zayıf durumda bulunan cumhuriyetin yerine, yeni bir anayasa oluşturulması öngörülerek cumhurbaşkanının yetkilerini artıran ve günümüzde de hâlâ süren Beşinci Cumhuriyet’in kurulmasına karar verildi. Kurulan bu son cumhuriyetin başkanlığına Charles de Gaulle geçti ve Gaulle Cezayir’deki savaşı bitirecek önlemleri alırken ülkeyi de birlik içinde tutmayı başardı. Cezayir Bağımsızlık Savaşı, Cezayir’in başkenti Cezayir’de yapılan barış görüşmeleriyle 1962’de sona erdi ve Cezayir bağımsızlığını kazandı.

Avrupa Birliği’nin önde gelen güçlerinden olan Fransa’da seçmenler Avrupa Birliği Anayasası oluşturmak için hazırlanan antlaşmayı halk oylamasında reddetmişse de, bu anayasa taslağının kapsadığı hükümleri bir antlaşma içinde uygulamaya sokmayı öngören Lizbon Antlaşması, Şubat 2008’de Fransız Parlamentosu’nda kabul edildi.

Fransa Şehirleri

Fransa Şehirleri Bulunduğu Bölge Nüfusu
Paris Île-de-France 2.243.833
Marsilya Provence-Alpes-Côte d’Azur 850.726
Lyon şehri Rhône-Alpes 484.344
Toulouse Midi-Pyrénées 441.802
Nice şehri Provence-Alpes-Côte d’Azur 343.304
Nantes Pays de la Loire 284.970
Strazburg Alsas 271.782
Montpellier Languedoc-Roussillon 257.351
Bordeaux Akitanya 239.157
Nord-Pas-de-Calais Nord-Pas-de-Calais 227.560
Rennes Bretonya 207.178
Reims Grand Est 179,992
La Havre Normandiya 175,497
Saint-Étienne Auvergne-Rhône-Alpes 171,260
Toulon Provence-Alpes-Côte d’Azur 164,532
Grenoble Auvergne-Rhône-Alpes 155,637
Dijon Bourgogne-Franche-Comté 151,212