Gerçek bir Moğolistan gezisi çadırda kalmadan olmaz. Akşam üzeri yeni çadırın yapıldığı ve keçilerin kesildiği yerden (önceki yazım) arkadaşımın tipik Moğol göçebesi olan anne ve babasının yaşadıkları çadıra (GER) döndük. Moğolistan’da turistler için ger kampları var, buralar esas göçebe gerlerine göre daha temiz, yeni ve modern, içme suyu, her kampta bir veya birkaç ortak duş var. Fakat göçebe hayatında bu imkanlar yok, ben gerçek bir göçebe aile bulmak istedim ve bunu başardım. Ger’in Türkçe’deki adı YURT, ve ilk anlamı “sökülüp götürülen göçebe çadırının toprakta bıratığı iz”. Rusçası Yurta. Kazakçası киіз үй, okunuşu kiiz üy, anlamı keçe ev. Kırgızcası боз үй, okunuşu boz üy, anlamı boz, yani gri ev. Türkmencesi ak öy veya gara öy, anlamı çadırın güzelliğine göre ak ev veya kara ev. Yurt ile ger aynı göçebe kültürünün benzer evleri, çoğu yerde aynı kabul edilse de aslında biraz farklı: ger’in tepe tacı daha büyüktür ve yurtta olmayan iki tane taşıyıcı ahşap sütun olur; gerin çatı kirişleri düz, yurtunkiler kavislidir. Bu yazım Moğol göçebe çadır yaşamı, kültürü, gelenekleri hakkında bilgi içeriyor.
Moğolistan kırsalında kaldığım çadırın (ger) yanında, üzerimde geleneksel Moğol giysisi DEL, bacağımda Türk malı kot, ve ayağımda Hollywood’dan 25 dolara aldığım ABD malı, Çin üretimi Converse ayakkabı. Küreselleşme mi desem?
Moğolistan’da Yaşam
Moğolistan’da yaşam kırsalda göçebe kültürüyle şekilleniyor. Moğol kültürü için göçebe çadırı, göçmek, Moğol gelenekleri, göçebe kültürü, kımız, hayvancılık önemli.
Kaldığım GER görüntüsü aşağıda: Moğolistan videoları.
Moğol Göçebe Çadırı GER
Moğolca GER, ev demek. Bir ger ortalama 1 saatte kurulur veya sökülür, eşyası ile birlikte yılda 2 veya 3 kez, üç tane hayvanla (at, deve veya yak) taşınır. Olanlar kamyonetiyle taşır, göçebe yaşam başka bir yerde devam eder .
Ger kurmak için gereken malzemeler:
- Çatının tepesi için sırıkların birleşeceği bir ahşap tekerlek taç (toono)
- Tepe tekerlek tacını destekleyecek 2 adet ahşap direk (bagana)
- Çıtaları çapraz birleştirerek oluşturulan kafesli duvar (khana)
- Tepe taçı ile kafesli duvar arasına konulacak 88 adet ahşap çatı sırığı (uni)
- Ahşap kapı (khaalga) ve çerçevesi
- Ahşap taban (şal)
- Renkli, pamuklu perdeler (khöşig)
- Beyaz, pamuklu çatı içi kumaşı (dotuur burees)
- Çatıya ve duvarların etrafına keçe yün (esgii) tabakası
- Su geçirmez çadır bezinden çatı kaplaması (brezent)
- Beyaz pamuklu en dış kaplama kumaşı (gaduur burees)
- Tepe tekerlek tacı için dört çubuklu, kışın su geçirmez keçeli örtü (örkh)
- Bunları birbirine bağlamak için kayış, ip (ujas) ve urganlar (goşlon)
Tipik bir ger’in iç yerleşim planı:
A – Isınma ve pişirme için bacalı (jandan) basit demir soba (zuuch)
B – Odun sandığı (dörvölj)
C – Yerde oturup yemek yemek için alçak masa (shiree)
D – Konuklar için oturma yeri (ben tam da bu noktada oturdum)
E – Oturmak ve uyumak için divanlar (or)
F – Kişisel eşyalar için sandıklar (avdar)
G – Ger’in en önemli yeri: altar (sunak). Dolabın üzerinde ayna, Buda resmi veya heykelciği, aile resimleri
H – Gıda ve mutfak aletleri için kiler dolap (şkaf)
I – Su varili (usnii sav)
J – Kımız yapmak için araçlar
K – Eyer vs.
Yataklar (or), dolaplar (shkaf), sandıklar (avdar), masa (shiree) ve tabüreler (sandal) turuncu ağırlıklı olmak üzere canlı renklerle, geleneksel Moğol süslemeleriyle boyanır. Her gerin tepesindeki ahşap taçta, bir budist rahip tarafından (lama) kutsanmış bir kuşak (hadag) asılıdır. Mutluluk, barış ve sevgi getireceğine inanılır.
Aşağıdaki fotoğrafımda solda sunak ve önünde alçak masayı görüyorsunuz. Tabakta sol üstteki beyaz şeyler kabusum oldu, her girilen çadırda ikram ediliyor: kurutulmuş ekşimik (lor) Aruul. Son derece dayanıklı, taş gibi sert, tadı ve kokusu fena halde ağır.
Moğolistan’da kaldığım göçebe GER’ini yakından izleyin: Moğolistan videoları.
Moğolistan resimleri çekmek heyecan verici. Bağımsız ve rehbersiz bir Moğolistan turu yapıyorum.
Moğol Göçebe Çadır Yaşamı ve Kuralları
Akşam üç kuşak aile bireyleriyle beraber GER‘de toplandık, ben yukarıdaki çadır planında görülen D noktasına oturtularak onurlandırıldım. Saygın misafir ger’in sol iç köşesine oturtulur. Ger’de en önemli yer sunak ve dolabın olduğu yerdir. Kapıya doğru gidildikçe önem azalır. Yerde benim hemen soluma, sunağın önüne en yaşlı kişi, arkadaşımın babası, onun soluna da arkadaşım oturdu. Soldaki divanın üzerindeki bir oturağa, en yüksek noktaya ger’in kadını oturdu, etrafında bir tanesi başkentte üniversitede okuyan olmak üzere gençler yerleşti. Benim sağıma, yani ger’in soluna genç anneler ve çocukları oturdu.
Ahşap sırıkların bittiği yere bakarsanız aileye verdiğim hediyelerden bazılarını görebilirsiniz. Resmin tam merkezine yakın sırığa astıkları turuncu püsküllü nazar boncuğu. Onun solunda siyah yemeni asılı.
Gece çadırda getirdiğim hediyeleri sundum; tahin, pekmez, zeytin, badem, kuru uzum, nazar boncuğu, yemeni, karışık çerez, işlemeli para çantası, CD. Pek sevdiler her şeyi. Burada bulunmayan şey çok.
Moğol usulü votka içtik, tek bir küçük bakır tas gezdiriliyor ve sırayla içiliyor. Önce Sumyabayar’ın babası parmağını tasın içine sokup diline değdirerek tattı. Cengiz Han için zehirli olup olmadığını anlamak için böyle tadarlarmış, oradan kalma bir gelenek. Bir tane tas kullanılıyor ve tek kişi doldurma işini üstleniyor. Baba tası doldurduktan sonra sıradaki kişiye veriyor, sohbet devam ediyor. İstediğin zaman içtikten sonra tası yanındakine değil tekrar babaya geri veriyorsun, o istediği zaman yeniden doldurarak sıradaki kişiye uzatıyor, böylece devam ediyor. Moğol gelenekleri içerisinde ritüellerin rolü büyük.
GER’deki gıda dolabı, onların mutfağı. Her zaman kapının sağındadır, yukarıdaki planda H olarak gösterdim. Food cupboard in GER, their kitchen. It is always located at the right side of the door, as I indicated as H on the layout above.
Ben de bizim milli içkimiz rakıdan, içeriğinden, içilme tarzından bahsettim. Saygı duyduğumuz kişilere “şerefe” derken bardağımızı biraz aşağıda tutarak tokuşturduğumuzu göstererek anlatınca etkilendiler. Geleneklerden bahsederken ailenin babasının elini öperek yaşlıların elini öpme şeklimizi gösterdim. Üniversitede okuyan genç: “Alper, ailem seni çok ilginç buluyor, biz Batılıların böyle gelenekleri olduğunu bilmezdik, seni sevdik” diyerek aralarında konuştuklarını bana tercüme etti.
Moğol Gelenekleri
Moğollar anne-babalarına, büyüklerine, insanlara, eşyalara, yaşama ve doğaya saygı için çocukluklarında ailelerinden birçok kural ve gelenek öğrenirler. Yabancıların da Moğol gelenekleri ve kurallarına, göçebe yaşam geleneklerine uymaları iyi olur:
– Gerin ahşap sütununa yaslanılmaz, kötü şans getirir.
– Gerin içinde ıslık çalınmaz, fırtına veya aşırı yağmur getirir.
– Ateş kutsaldır ve hiçbir çöp atılmaz, su bile dökülmez.
– Yaşlıların önünde yürünür, arkasında değil.
– Başkasının şapkasına, bırakın bizdeki alıp kendi kafana takma şaklabanlığını, dokunulmaz bile.
– Bıçağın ucu hiçkimseye doğrultulmaz. Elden birine verilecekse sapı ona doğru tutulur.
– Kutsal olduğu için süt dökülmez.
– Hediye, yiyecek, içecek gibi şeyler mutlaka sağ elle alınır, ağırsa sol elle desteklenir.
Gece hep beraber ger’de uyuduk. Ayaklar ne otururken ne de yatarken sunağa doğru uzatılmaz. Hepimiz ayaklarımız kapıya doğru yatarak uyuduk. Böcek girmemesi için kulaklarımızı kağıtla tıkadık. Moğolistan’da yaşam zor.
Sabah “hadi dışarı, kahvaltıya gel” dediler, çıktım ve gördüm ki “kahvaltı” dedikleri aşağıda gördüğünüz haşlanmış sakatat kazanıymış, yanında da sol üst köşede gördüğünüz sütlü-tuzlu Moğol çayı tabii ki. Manzara korkunçtu..
Moğol göçebelerde tabaktı, çataldı olmaz. Ortada bir tane bıçak olur gördüğünüz gibi, herkes onunla parçalayıp yer malzemeyi. Ben utana sıkıla dün gece verdiğim hediyelerden zeytini getirttim. Şu zeytini açsak da yesek dedim ekmekle, açtık, tattılar, “meyve mi bu, sebze mi?” diye sordular, çok garipsediler. Bizim her sabah kahvaltıda yediğimizi, 3 kıtadan bütün Akdeniz ülkelerinde olduğunu söyledim. Genci yaşlısı 15 kişiden bir tanesi bile daha önce görmemiş. Evirdiler, çevirdiler, üzerinde uzun uzun konuştular, çocuklardan biri korktu, ağladı, biri dokunmaya çalıştı falan. Pek sevmediler, epey konuştular hakkında. Bildiğimiz Marmarabirlik ekstra siyah zeytin canim. İyi ki biberli yeşil zeytin gibi bir atraksiyon yapmamışım, 3 gün kendine gelemezdi bunlar.
Ben açlıktan o zeytinleri öyle bir yedim ki, sanırım 1,5 zeytin/saniye hıza çıktım, çekirdekleri umarsızca fırlattım Moğol çayırına, “Moğolistan’da zeytin ağacı” gibi imkansız bir umutla.
Kahvaltıdan sonra iki amca ziyarete geldi. Gözlüklü olana hemen tabüremi verip ben de diğerleri gibi yere oturdum. Amcalar her ziyarette olduğu gibi bir şişe votka getirdiler. Bana da ikram ettiler ama sabah sabah bu ne, nazikçe geri çevirdim. Gözlüklü amca seramik tasta sütlü tuzlu Moğol çayı, diğer ikisi bakır tasta votka içiyor. Bu kez votkayı sunan solda gördüğünüz misafir. Votkayı tasa koyduktan sonra içmeden önce üç kez parmağını bakır tasa daldırıp birincide yukarı doğru (gökyüzüne saygı) bir fiske, ikincide yere doğru (yeryüzüne saygı) bir fiske, üçüncüde omzunun üzerinden geriye (atalara saygı) bir fiske votka attı.
Enfiye (Khoorog)
Moğolistan’da değerli bir enfiye şişesi (Khoorog ) geleneği var. Khoorog, akik (Gartaam), alaca akik (chalcedony, ilk bulunduğu yere ithafen kadıköytaşı olarak da literatürde geçer), yeşim (Khash) taşlarıyla yapılır, ve Naadam festivali sırasında, bizim limon kolonyası ikram etmemiz gibi bir gelenek olarak ikram edilir.Gördüğünüz Khoorog bana da ikram edildi. Enfiye çekmeyecekseniz bile uzatılan şişe mutlaka sağ elle alınır, incelenip koklanır, ben de öyle yaptım ve geri verdim. Enfiyeyi sunan kişi önce kendisi çeker, böylece içinde kötü bir şey olmadığını göstermiş olur.
Yeşim taşından yapılanlar az bulunduğu, pahalılığı ve dayanıklılığıyla zenginlerce kullanılır. Mercandan yapılan enfiye şişesi Shuren Khoorog da pahalıdır, hamile kadına sağlık ve refah getireceğine inanıldığı için kadına değerli bir hediyedir. Kadıköytaşından yapılan Mana Khoorog çok pahalı değildir ve daha yaygındır, bunu kullananların asla felç olmayacaklarına inanılır. En yaygın ve malzemesinin ne olduğunu anlayamadığım enfiye şişesi Chunchignorov (Çunçignorov) ise (Dorjplam) her türlü yaralanmaya iyi gelir. Enfiye şişesi süslemeli bir kese içindedir.
Moğolistan gezileri genelde 1 gün başkentte kalıp buradaki tur firmalarıyla arazi aracı (4×4 veya jip) ve sürücü eşliğinde çöl, turist kampları, at sürme vs. seklinde oluyor. Ben azmettim, gerçek bir göçebe Moğol çadırında kalmalıyım dedim ve başardım, fakat 2 gün kesif bir koyun eti kokusuna maruz kaldım, banyo yapamadım, çok az yemek yiyebildim. Moğolistan yaşamının içine girerek, gerçek Moğol göçebeleriyle kaldığım bir Moğolistan gezisi yaşıyorum.
Buradan sonra gideceğim kasabaya yol yok. Önceki gün bir minibüsçüyle konuştu Sumyabayar, listeye yazıldık, dolduğu zaman arayacakmış adam, yola çıkacağız. 10 saatlik yolculuğun ücreti 20 Lira. 5 Lira fazladan verip on koltuğu ayırttık ki emniyet kemeri takabileyim. Minibüsü fena dolduruyorlarmış zira. Arazi yolculuğu pek eğlenceli geçecek diye tahmin ediyorum.
Minibüsçüden haber geldi, yarın büyük olasılıkla hareket edecekmiş, öğlene doğru minibüs terminalinde olmalıymışım. Aşağıda gördüğünüz günün yemeğinin de etkisiyle arkadaşımdan beni kasabaya götürmesini rica ettim.
Moğol çocukları çok güzel. Orta yaşlılar, özellikle erkekler tuhaf, kaba saba bir hal alıyor. Ama yaşlıları da güzel, zarif bir bilgelik gelmiş gibi yüzlerine. Gözlemlediğim kadarıyla Moğolistan kadınları yaşamın her alanında aktif ve önde.
Moğolistan’da Otel
Sumyabayar kasabadaki evlerinde kalabileceğimi söyledi ama ben otel istedim. Sonor Khairhan Otel’e gittik. Festival olduğu için normal (15 TL) ve yarı-lüks (20 TL) oda kalmamış, sadece tek olan lüks oda (30 TL) boş, hemen kabul ettim ve odama gittim. Bizim standartlarımızda “lüks” değil ama buraya göre çok büyük ve şık. Kocaman bir salonda deri koltuklar, TV, buzdolabı, vs. Odada kocaman dolap ve ayna, çalışma masası, yatak odasında kocaman yatak. Her taraf halı kaplı.
Banyonun kapısını açınca şok geçirdim; daha önce birkaç kez lüks otelde ve evde bulunmuştum, ama hayatımda bu kadar büyük bir banyo görmedim ben. Fayansları yeni bu dev banyoda bir köşede duş kabini, diğer köşede tuvalet, yanda lavabo-ayna, ve kocaman bir boşluk var.
Moğol Kızı ve Gücü
Su şişemi koyayım diye buzdolabını açtım, fakat çalışmıyordu. Kapıyı açtım, görevli kız geçiyordu tesadüfen, İngilizce bilmiyordu, işaret ettim, fişini çıkarıp dolabı kavradı, ben “dur bacım, belini inciteceksin, beraber taşıyalım” demeye kalmadan kaldırıp götürüverdi. İncecik, tipik, zarif Moğol kızı, hani şu mutfak tezgahı büyüklüğünde olanlardan buzdolabını hiçbir zorlanma belirtisi göstermeden tebessümle taşıdı. Moğolistan kızları beni şaşırtmaya devam ediyor. Hemen geri geldi, kucağında başka bir buzdolabı, fişini prize taktı, çalışmadı, onu da kucaklayıp götürecekken durdurdum, başka bir prize taktım, çalıştı. Hayran bir bakışla güldü, Moğolun gücü ve Türkün zekası birleşerek sorunu çözdü. İkinci dolap da çalışmayınca bizim mantığımız prizden şüphelenir elbette. Ben bu yolu denemeseydim kız kaç tane dolap getirip götürdükten sonra priz aklına gelecekti acaba?
Çıkıp bir tane patatesli börek, bir kıymalı börek yedim, kocaman bir bardak kımızla beraber 1TL (800 Tugrik – Moğolistan para birimi. төгрөг, tögrög). Ucuz olmasına ucuz burası ama, şöyle zeytinyağlı bir yaprak sarması olsa da yesem. Peee, fanteziye bak!
Moğolistan gezi yazılarımın devamı burada: Kelle Koltukta Yolculuk .
Sitenizdeki gezilerin hemen hepsini inceleleme fırsatı buldum. Eski gezilerinizin yeni yazılacak anılarını bekleyenlere eklendim. Benim de en çok merak ettiğim ülkeydi Ermenistan, öncelik vermenizi isterdik.
İlginize teşekkürler, sevindim. Bugünlerde pek meşgulüm, yakında zaman ayıracağım.
Moğollar bir dağ sıçanının koltukaltlarını asla yemezler, çünkü “dağ sıçanının koltukaltları ölü bir avcının ruhunu içerir”. Bkz.hıyarcık veba (boubon).
Abim nerdesin Allah aşkına merak ediyoruz Moğolistan gezini 😀 Ne oldu acaba millet yaz tatiline giderken sen yaz işine mi girdin nedir yoksun 🙂
Moğolistan yazılarım devam edecek. Bu günlerde yeni döndüğüm Latin Amerika’yı yazıyorum. Kimsiniz?
Gezinizi anlatırken realist yaklaşımınız beni çok eğlendirdi. Ben de nişanlım ile birlikte ileriye dönük Moğolistan seyahati düşünmekteyim. Resimleriniz ve yazdıklarınız bizim için iyi bir tecrübe değerlendirmesi olacak, teşekkür ederiz. Sağlıklı bol keyifli seyahatler dileriz .
Merhaba,
İlginize ve değerlendirmenize teşekkür ederim. Henüz Moğolistan seyahatimin yarısını yazdım. Çeçerleg, Karakurum, Orhun Yazıtları ve Ulan Bator’da geçirdiğim daha fazla günle ilgili yazılarımı da yayınlayacağım.
Bilgi alışverişine hazırım.
Bu çadırı nasıl buldunuz, valla ben de gidersem direk böyle bir çadırda kalmak isterim, ve giderken de zeytin götürmem 🙂
Edindiğim Moğol arkadaşlarımın anne-babası göçebeler ve bu çadırda yaşıyorlar. Gitmeye karar verirseniz bilgi ve öneri konusunda yardıma hazırım İsmail Bey. İlginize teşekkürler.
Ben de sizin gibi gezmeyi keşfetmeyi seven biriyim. Facebooktanda görebilirsiniz. Sizin gibi Mogolistan’ın kır yaşamını tatmak istiyorum. Biliyorum ki oralarda güvenlik ,doktor, para problemini nasıl aşabiliriz bunları da paylaşabilirseniz sevinirim.
Moğolistan başkent Ulan Bator’un ünlü ve becerikli yankesicileri dışında genel olarak güvenli bir ülke. Kışın sakın gitmeyin, fena soğuktur; ama yazın ideal seviyede sıcaklık. Ucuz bir ülke. sağlık sorunu yaşamadım ama kentte klinik, kırda ise göçebelerin kadim adetleri deva olabilir derdinize.
Merhaba Alper Bey yazılarınızı ilgi ile okumaktayım.. Yazılarınızda CS’den tanıştığım arkadaşlarımla diye bahsettiğiniz CS nedir? Ve bende Moğolistan gezisi yapmayı düşünüyorum.. Ve başınızdan geçen linç girişimi çok ilginçmiş bir kaç moğol arkadaşım bana bu tip olaylardan bahsetmişti çok geçmiş olsun.. İyi günler
Merhaba Ramazan Bey,
CS’yi burada anlatıyorum: http://www.celebialper.com/cesitli/couchsurfing-yurt-disi-seyahatlerinde-bedava-konaklama.html
Teşekkürler.
Merhaba Alper Bey. Moğolistan Yazınızı Zevkle Okudum. Cengiz Han’ın Ülkesini Çok Merak Ediyordum.
Yemek Konusu Çok Sıkıntılıymış Sanırım. Görünüşleri Mide Bulandırıcı Bayaa. Özellikle Kadınların İğrenmeyip Etleri Ayıklamalarına Şaşırdım.
Diğer Yazılarınızı Da Merakla Bekliyorum :)…
Alper Bey, Acun Ilıcalı ve Saim Orhan’dan sonra ülkede en özenilesi, gıpta edilecek insansınız. Moğolistan, coğrafyasına henüz emperyalizmin uğramadığı nadir ülkelerden. Primitif yaşamı arzulayan insanlara özgü. Çok araştırdım bu ülkeyi fakat ziyaret edemedim.deneyimlerinizi beklerim.iyi çalışmalar.
Çok teşekkürler Emre Bey. Moğolistan’dan daha epey yazacaklarım var. Tsetserleg, Karakurum, Orhun Yazıtları, Ulan Bator maceralarımı zaman bulunca yazacağım.
Bir kaç sene içinde Moğolistan planım var benim de. Pek zor Moğolistan hakkında detaylı kaynak bulmak. Seyahat öncesi iyi geldi notlar alındı. Teşekkürler Alper Hocam 🙂
İlgine teşekkürler Güneş, okunmak güzel 🙂
Bir filmde görmüştüm çadırları, sizin açınızdan harika bir tecrübe ve bizim için çok güzel bir paylaşım, teşekkürler.
Syn.Alper bey ben moğolistanın vatandaşlık şartlarını merak edıyorum ama hiçbiryerde bulamıyorum hatta Türkiyedeki Moğolistan konsolosluklarını aradım ama hepsi kullanım dışı çıktı.Yardımcı olur musunuz?
Galip Bey bu konuda bilgim yok. Telefonları değişmiş olabilir, Dışişleri Bakanlığı’na telefon veya e-posta yoluyla sormanızı öneririm.
Teşekkürler dışişleri bakanlığı aklıma gelmemişti ararım saolun.Birde sizce yaşanacak bir yer mi?
Rica ederim.
Yaşamdan ne beklediğinize bağlı. Son derece ıssız ve bakir bir ülke. Başkentte bazı imkanlar var ama onun dışında birçok şeye ulaşamazsınız.
Benimde istediğim tamda yazdığınız gibi ıssız ve teknolojiden uzak tamda istediğim hayat.Sizi de yoruyorum.2 sorum daha olucak.
1-Başkentte normal yıyecekler yiyorlar mı yanı kahvaltı örneğin yukarda yuksek kesımde yaşayanlar gıbı sakatatlar yoktur inşallah.
2-Vücut geliştirmeyle uğrasıyorum işi tamamen öğrenınce başvuruda bulunucam ve alırsalar antrenör olarak çalışma gibi bir düşüncem var.Oranın insanının sporla arası nasıldır ve spor salonlarına hiç rastladınız mı başkentte.
Tekrar teşekkür ediyorum.Sizin sayenizde bir çok şey öğrenmiş oldum internette fazla bir bilgi yok moğolistan hakkında.
Merhaba,
1. Başkentte birkaç Batı tarzı kafe ve lokanta var. Büyük marketlerden bazı ithal ürünler alabilirsiniz. Ancak Türk tipi kahvaltı bulamazsınız.
2. Ben spor salonu görmedim ama az da olsa mutlaka vardır.
Rica ederim.
Bir soru sormustum dun ama galiba benım internette sıkıntı oldu gelmemiş.
2 sorum daha olcak ondan sonra sizi rahat bırakıcam 😀
1-Oranın insanları için gaddar diyorlar bana oraya gitsen daha süreklı baska gözle bakarlar sıkıstırdıkları yerde senı döverler keseler gibi şeyler duyuyorum çevrede bunun için ne diyorsunuz?
2-Vücut geliştirme uğrasıyorum antrenör belgesini aldıgım zaman vatandaşlığa başvurcam.oranın insanını sporla ilgili midir veya başkentte spor salonlarına hiç rastladınız mı ?
Tekrar teşekkürler
Galip Bey bu tip olaylara hem kendim şahit oldum hem de orada yaşayan Türk ve diğer yabancılardan dinledim. Moğolistan’da yabancılardan nefret eden kişiler var. Tabii bunu Moğol halkının geneli için söyleyemeyiz. Ancak böyle bir gerçek var. Rica ederim.
pardon yanlışlık oldu 2 defa gönderdım sız en altakine cevap verırsenız sevinirim zaten bu hafta arıcam bakanlığı kolay gelsin
Teşekkür ederim. Bakalım hayırlısı ile gidebilirsek artık kavga mı ederiz birbirimizi mi vurarız Allah bilir 😀 Hayatınızda başarılar diliyorum kendinize iyi bakın.
Sende de biraz Moğolluk var gibi sanki Alperciğim.. 🙂
Mümkündür öğretmenim 🙂
İlginç bilgiler içeren çok güzel bi yazı olmuş,devamını merakla bekliyoruz.Gezmek için seçtiğiniz destinasyonlar ayrıca güzel, seyahat etmenin tur otobüsüne binmek veya afili otellerde kalmak olarak algılandığı bi zamanda gezgin yazısı okumak ne güzel :))
Teşekkürler Serap Hanım.
yazınızı ilgiyle okudum ancak tek katılmadığım nokta milli içkimizin rakı olduğu(ayranı tanıtsaydınız çok daha iyi olurdu kanımca)
hollanda da cok sayida mongalia insanlari var benim evde kirada surekli mongalian kaldigi icin iyi biliyorum cok iyi ve saygin insanlar ve cokta temiz titiz hepsine basarilar diliyorum
Moğol kültürü ve Moğolistan yaşamı hakkında bilgi veren bir yazı olmuş, teşekkürler. Eski Türklerin çadırları gibi, ben de bir gün kalmayı isterdim.
Moğolistan yaşamı ve Moğol kültürü hakkında bilgi veren bir yazı olmuş. Türkleri seviyorlar mı?
Moğolların Türkleri sevip sevmedikleri konusunda pek önemli bir şey söyliyemeyeceğim, nötrler diyebilirim. Moğolistan’da Türkler ve Türkiye hakkında bilinenler ve Türklere karşı olan ilgi, burada zannnedilenden çok daha az, onu net söyleyebilirim.
Yemek ve temizlik konusu hariç çok güzel bir gezi olmuş bence, benim de merak ettiğim bu güzel mutlu sıcak kanlı insanlar kişisel ihtiyaçlarını nasıl gideriyor? Örneğin: wc, banyo vb.
Teşekkürler. Moğolistan göçebelerinin tuvaleti olmaz, çadırdan biraz ileride arazide halledilir. Her çadırın bir varili var, pek temiz değil ama bu suyla bütün işlerini görüyorlar.
merhaba, ben size çok teşekkür ediyorum bütün gün sizin gezi yazılarınızı okuyorum.kuzey kore yazılarına bayıldım özellikle.
Teşekkürler Onur Bey. Daha çok gezi yazısı yazacağım.
Bence Moğolistan da bozkır kültürü bitmeden, göçebe çadır hayatı değişmeden mutlaka gidip deneyim edilmesi gereken ülkelerden biri. Moğolistan geziniz boyunca üzüldüğüm üç şey oldu. Birincisi kendi adıma o canım zeytinlerin atılması. İkincisiyle üçüncüsü ise sizin adınıza yankesiciler tarafından paralarınızın çalınması ve önünüze sürekli sakatat konulması. Ege-Akdeniz tarzı beslenmek iyidir, güzeldir, candır, aşktır… 🙂
Haklısınız. Moğolistan yemekleri göçebe yaşam ve bölge koşularına bağlı olan bir mutfak. Umarım siz de gidebilirsiniz. 🙂
“Umarım sizin önünüze de o sakatatlardan koyarlar” demek istiyorsunuz. 🙂
Hayır, “umarım siz de o sıra dışı göçebe yaşamını görürsünüz” demek istedim, yazılarımı okuduktan sonra siz tedarikli gidersiniz artık. 🙂
Orası kesin. Ne kadar kalırım bilemem ama yanıma bolca incir, üzüm, reçel, bal, konserve barbunya, yaprak sarma, tarhana almayı düşünüyorum. Yanlış düşünüyorum galiba. Egeliyiz biz, sadece zeytinyağı götürürüm! Sabah akşam ekmek niyetine verdikleri hamuru banar, yerim. Olur, biter. Moğollar da istediğini yesin. Onlar sağ, ben selamet. 🙂
Beni düşündüren asıl şey soyulmadan memlekete dönmek. Tüm hazırlığımı maddi güvenliğimi sağlamak üzerine yaparım ki kafam yerinde olsun. Yoksa ben o endişeyle rahatça Ulan Bator sokaklarında gezebilirsem ne ala! 🙂
Ulan Bator’un yankesicileri pek usta, dikkatli olmak gerek. Kırsalı güvenli. Siz Moğolistan’a epey tedarikli gidersiniz. 🙂
harika bir site olmuş. ufkumu açtınız. sitenizi geç keşfettim ama sıkı takipteyim. gelişmelerden beni de haber eder misiniz… başarılarınızın devamını diliyorum
Çok teşekkürler Hüsna Hanım. Moğolistan ve diğer ülkelerden yazılarım ve gezilerim devam edecek. İsterseniz hem blogumu sık ziyaret ederek hem de Facebook sayfamdan haberlerimi görebilirsiniz.
https://www.facebook.com/CelebiAlperMetin
Eşim ile beraber okuduk doğrusu ben okudum o dinledi, masal gibi geldi, duble yola, zeytin konusuna , ve votkaya parmak bandırma adetine çok güldük 🙂
Ne mutlu bana 🙂 Özenle ayrıntıları okuduğunuz için teşekkür ediyorum, eşinize selamlar. Moğolistan sıra dışı bir ülke, bu kadar bakir bir ülke Afrika’da bile yok. Seyahat edebilmenizi içtenlikle dilerim.
Ben de bu akşam Coşkun Aral’ın Moğolistan gezisini seyrettikten sonra mutlaka gitmeliyim diye intte araştırırken sizin yazılarınıza rastladım , gezgin ruhunuza ve anlatım şeklinize hayran kaldım . Benim hayalini kurduğum bir sürü şeyi yapmışsınız , darısı bana diyorum ve en kısa zamanda yazılarınızın rehberliğinde gezgin olabilmeyi diliyorum . Bu arada yemekler bana çok ilginç geldi , o konuda zorlanmam sanıyorum . Yazılarınızı okumaya devam edeceğim , bol gezmeli günler diliyorum 🙂
Semanur Hanım bloguma ilginize teşekkürler. Moğolistan doğası, yemekleri, yaşam koşulları, nüfus yoğunluğu, hayvanları, kültürü ile eşsiz bir ülke. Bol seyahat dilerim. 🙂
Çok güzelolmuş
Moğolistan yazılarımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
Zeytini sevmemelerini anlarım da.. o kadar garipsemeleri tuhafıma gitmiş, aklımda kalmıştı.
Ulanbator’un orta yerinde Green Olive diye fastfood dükkanı var.
Belki de sorun Moğollarda değil, o köydedir (:
Çok bilgi verdiniz teşekkür ediyorum. Ben de gidiyorum. Bu bilgilerle kahvaltımı yanımda götüreceğim. Teşekkürler.
Moğolistan seyahat yazılarımı okuduğunuz için ben teşekkür ederim. Ne zaman gideceksiniz?
Sarançeçeg yenge de erik gibiymiş, kütür kütür.
Çok ayıp, çok.
Merhaba Alper bey. Biz ağustos ayında Tr den araçla gideceğiz Moğolistan’a. Güney Rusya üzeri gitmek veya Kazakistan üzeri gitmek arasında kaldık, ayrıca Moğolistan’da yol yok yazmışsınız siz bizim aracımız binek araç yolda kalır mıyız bilemiyoruz. Neler tavsiye edersiniz acaba arabayla gitmesek mi, ayrıca ağustos doğru zaman değil mi dersiniz? Bayramla birleştireceğiz o yüzden ağustosta gitmek zorundayız.
Merhaba. Moğolistan’a normal binek otomobille giderseniz belli düzgün yollar dışında fazla gezemezsiniz. Son derece bakir bir ülke, asfalt çok az. Ağustos kesinlikle doğru zaman, hava ılık olur. kışın çok soğuk bir ülke.
Sezgin Bey selamlar, ağustos ayında ben de Moğolistan düşünüyorum. Siz tura mı dahil oldunuz yoksa kendiniz mi planladınız?
Ülkemizi anlattığın için teşekkür ediyorum.
Merhaba. Ben de okumanıza ve yorumunuza teşekkür ediyorum. Moğolistan’ın neresinde yaşıyorsunuz?