İlk seyahatlerimde benim için ülkeleri güzelleştiren daha çok kentlerinin mimarisi, caddelerinin genişliği, temizliği, tarihinin zenginliği oldu. Mimariyi sevmeye devam ediyorum ama uzun zamandır artık benim için bir kenti güzelleştirenlerin başında orada tanıştığım insanlar, tanımadıklarımın tavırları, halkın birbirlerine davranışları; bazen bir şarkı, bazen zor yakalanan bir an*, bazen sıradışı bir lezzet geliyor. Latin Amerika gezisi sırasında Uruguay da beni bu yönleriyle etkiledi.
Bu sokak müzisyeninin yüzü günümüzün geçerli güzellik anlayışına göre matah olmasa da, o çirkin reklamın önündeki naif bakışıyla, duruşuyla, kıyafetiyle bana çok güzel geldi.
*Bkz. Yakalanan Zaman, Marcel Proust.
Montevideo’da Gezilecek Yerler
Latin Amerika seyahatim sırasında bu kadar güzel binalar göreceğimi tahmin etmemiştim. İşte başkent Montevideo’daki Uruguay Cumhuriyet Üniversitesi (Universidad de la Republica).
Hapishanede yazdığı Don Quijote (Don Kişot) romanı ile tüm dünyada tanınan İspanyol romancı, şair ve oyun yazarı Cervantes (Miguel de Cervantes Saavedra), 1571’de II. Selim zamanında Venedik ve İspanyol ortak donanmasında Osmanlı donanmasına karşı Lepanto Körfezi’nde İnebahtı Deniz Savaşı’nda çarpışırken iki kez göğsünden yaralandı, top güllesi yüzünden sol elini kaybetti. Aşağıdaki heykelini görünce, göğsüne o kırmızı kalbi yapıştıran Uruguaylı her kimse, Cervantes’in 441 yıl önce göğsünden aldığı yarayı duymuş mudur acaba diye merak ettim.
Odun ateşli fırında Uruguay usulü pizza yapılan bu lokantada ve Güney Amerika gezim sırasında yediğim diğer yemekleri Yediklerim sayfamda anlatıyorum.
Montevideo’da gezilecek yerleri dolaşmaya devam.
Montevideo sokaklarını saatlerce dolaşarak Latin Amerika’da yaşamı gözlemliyorum. Kilisenin kapısında yatan bir evsiz.
Kilit (Aşıklar) Çeşmesine binlerce kilit asılı; çiftler tarafından üzerlerine isimleri yazılı, anahtarı havuza atılmış binlerce kilit. Efsaneye göre buraya kilit asan bir çift mutlaka buraya tekrar gelir ve aşkları sonsuza dek sürer.
Uruguay’da bütün gün mate çayı içilir, yanında gezdirilir.
İtfaiyeci anıtı (Monumentoal Bombero).
Fotoğraf iyi çıkmamış olsa da bu şık caddedeki at arabasını paylaşmak istedim.
Montevideo 2 yazımda bahsettiğim Plaza Constitucion Meydanı’ndaki süs havuzunu (Fuente de la Plaza Constitución veya La Fuente de la Plaza Matriz) beğendim. Havuz ve heykeller, özel bir şirketin kentte ilk kez su hizmetleri vermeye başladığı gün olan 18 Temmuz 1871 tarihinde açıldı. İtalyan mimar Juan Ferrari’nin tasarımı olan mermer eserin yapılması, belediye ile şirketin imzaladığı sözleşmede isteniyordu.
Dairesel havuzun ortasında bol süslemeli bir sütun yükseliyor, üstte sırayla gittikçe çapları azalan 3 tane küçük havuz dizili. Bunlarda faun (yarı keçi-yarı insan orman tanrısı), melek-çocuk ve yunus heykelleri var. Alttaki ana sütunu çevreleyen dört kartal heykelinin aralarında sembolik kabartmalar var; milli kalkan, filo, çekiç, pergel, kovan, tırmık, çatal, tırpan, saat ve diğer semboller. Havuzun bir tarafındaki mermer kabartma yazıtta su dağıtımı hizmetinin ve bu havuzun açılış töreni anlatılıyor. Havuzun ana duvarının üzerinde değişik figürlerde duran sekiz tane melek-çocuk, yunuslarla sarmaş dolaş.
Aşağıda gördüğünüz Uruguay’ın en eski ve önemli tiyatrosu Teatro Solis 1856 yılında inşa edildi ve bugün Montevideo Belediyesine ait. Plaza Independencia Meydanı’nın köşesinde yer alıyor.
1998 yılında Montevideo belediyesinin Teatro Solis’i restorasyonunda Philippe Starck tarafından tasarlanan iki sütünün tanesine 110.000 dolar ödendi. Yeniden açılış 2004 yılında yapıldı. Yenileme sırasındaki akustik çalışmaları Fransız Avel Acoustique firmasından Jerome Falala tarafından yönetildi. Tomás Giribaldi tarafından bestelenen Uruguay’ın ilk ulusal operası La Parisina 14 Eylül 1878’de Teatro Solis’te sahnelendi.
Montevideo’da kitapçı.
Ana caddede bebeğini emziren bir satıcı.
Plaza ConstituciónMeydanı’ndaki Montevideo Metropolitan Katedrali (Catedral Metropolitana de Montevideo) Montevideo’nun ana Roman Katolik kilisesi. Buradaki ilk kilise 1740’ta, İspanyol sömürge dönemine dayanıyor, ama neoklasik tarzı betonarme bu bina 1790 yılında inşa edildi. Immaculate Conception (lekesiz veya masum gebelik şeklinde çevirebiliriz) dogmasına adanmıştır; Meryem’in Kutsal Ruh tarafından, bakireliği bozulmadan hamile bırakılması olayına.
Montevideo’nun güzel mimarisi, Fransız Art Deco, İspanyol, Portekiz, İtalyan ve İngiliz tarzlarının etkisiyle oluşmuş eklektik bir mimari. Birkaç örnek:
Başkent Montevideo’nun en önemli meydanı Plaza Independencia (Bağımsızlık Meydanı).
Önde solda Puerta de la Ciudadela (Kale Kapısı), arkada Palacio Salvo, Plaza Independencia Meydanı.
Burası Uruguay’ın Hollywood’u. Gerçek Hollywood’dan yazım burada: Hollywood Gezisi.
Uruguay‘ın vazgeçilmezi, mate çayı takımları:
Ertesi sabah başkent Montevideo’nun şehirlerarası otobüs terminali Tres Cruces’den otobüsle Batıya, Colonia del Sacramento kasabasına gidiyorum.
Buradan yine Uruguay’daki Colonia del Sacramento’ya gidiyorum.. Bu futbol ülkesinden bir Uruguay maçı izlemeden ayrılacağım yakında.
güzel yazı olmuş diğer yazıları da bekliyoruz.
Pek yakında Gökhan.
neden güney amerika da soğuk olmasına rağmen hiç biyerde soba yok resmi daireler de bile paltoyla oturuyorlr evde de
Güney Amerika gezi notları okuyorum saatlerdir, ne çok yazmışsınız, teşekkürler.
Montevideo’da gezilecek yerler çok mu? Kaç gün ayırmalıyız?
Montevideo’da gezilecek yerler 2 günde rahat biter ama ben kesinlikle daha fazla kalmayı öneriyorum.
Oğlumla Dünya kupasında bu akşam Uruguay-Kosta Rika maçını izlerken Uruguay’la ilgili bilgileri yine Alper hocadan alalım dedik..çok renkli ve keyifli bir anlatım, eline sağlık..sevgiler.
Çok teşekkürler İdil Hocam, pek sevindim buna. iyi okumalar ve seyirler. Saygılar.
merhaba.
Uruguayda iş kurmak için istenilen sermaye nedir bi bilginiz varmı ? veya bir karavan alıp kahve kurabiye satmak istesem ülke bana böyle bir izin verir mi ? bilgilendirirseniz sevinirim tesekkur ederim 🙂
Merhaba Buse Hanım. Uruguay’da iş kurmak hakkında bilgim yok, ancak burada görüp yanıtlayan başkaları olabilir. İyi şanslar.
Güzel bir paylaşım olmuş.
Alper abi İspanyolca öğrenmek istiyorum. Hangi ülkeyi tercih etmeliyim?
İspanya’da ve Orta Amerika ile Güney Amerika ülkelerinin büyük çoğunluğunda İspanyolca konuşuluyor. En yakını İspanya, Uruguay modernliği ve özgürlükleriyle öne çıkan bir ülke. Ucuzluk açısından ise Paraguay, Bolivya, Peru avantajlı.