Bugün Türk sineması 100 yaşında, ilk Türk filmi bundan yüz yıl önce, 14 Kasım 1914 tarihinde çekildi. Ben de Türk sinemasının yüzüncü yılında, ilk Türk filmi ne zaman çekildi sorusunun yanıtını merak edenler için ilk Türk filmi hangisidir, hangi yılda çekilmiştir, ilk Türk sineması neredeydi, ilk renkli film, ilk Türk sinema filmi, ilk Türk korku filmi, eski Türk filmleri, en iyi Türk filmleri hakkında bir yazı yayınlamak istedim. İşte Türk sinema tarihi üzerine bir yazı ve görseller. Bakın Türkiye’deki ilk sinema gösteriminin yapıldığı Osmanlı Sarayı’nda neler oldu, Padişah II. Abdülhamit’in huzurunda nasıl bir korku ve heyecan yaşandı.

 

Ayastefanos’taki Rus Abidesi ve ilk Türk filmi

Çekilen ilk Türk filmi Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı 100 yaşında. Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girdiği yıl çekilen, sinema tarihinin bilinen ilk Türk filmi ve senaryosu. Ayastefanos Rus Abidesi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda ölen Rus askerlerinin anısına Yeşilköy’de (Florya) yaptırılmış bir anıttı. Rusya savaşta ölen Rus askerleri için Osmanlı Devleti’nden bir anıt mezar inşa etmesini ister. II. Abdülhamid itiraz etse de uzlaşmaya varılır ve 1895’te savaş tazminatı olarak görkemli anıtın yapımına başlanır. Taslağını Rusya’nın İstanbul’daki askeri ataşesi Albay Peçkov çizer, Rus mimar Bozarov tarafından tasarlanıp inşa edilir. Bir süre sonra ilk Türk filmi burada çekilir, bakın nasıl olur, ve eski Türk filmleri hangileridir.

 

Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin yıkılışı
Ayastefanos’taki Rus Abidesi

 

İlk Türk Filmi

Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin İttifak Devletleri’nin yanında, Rusya’nın karşısında yer almasının kesinleşmesiyle Ayastefanos Rus Abidesi’nin yıkılması milli bir dava haline gelir, özellikle yazdığı makalelerle Aka Gündüz konuyu bütün halkın sorunu haline getirir. Savaşın resmen ilan edilmesinden on üç gün sonra 14 Kasım 1914′ te saat 08.30’da Yeşilköy yakınlarındaki Ayastefanos Rus Abidesi, davullar çalınıp ezanlar okunarak büyük bir kalabalığın önünde teğmen Bahri Doğanay tarafından dinamitlenerek havaya uçurulur ve ilk Türk filmi bu sırada çekilir.

 

ilk türk filmi hangs
İlk Türk filmi

 

Osmanlı ordusunda yedek subay olarak görev yapan Fuat Uzkınay tarafından Sigmund Weinberg yapımcılığında çekilen Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı adlı ilk Türk filmi 150 metrelik bir belgesel. Filmdeki tüm olay, bugünkü adı Yeşilköy olan, Ayastefanos’taki Rus anıtı Ayastefanos Abidesi’nin yıkılışı.

 

ilk türk sineması
İlk Türk filmi Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı

 

Çekilen ilk Türk filmi olan bu belgeselin hiçbir kopyası günümüze ulaşamadı. Bir canlandırması bugün Londra Sinema Müzesi’nde sergileniyor.

 

 

Aslında ilk çekilen Türk filmi Himmet Ağa’nın İzdivacı olsa da filmin oyuncuları, çekimler sırasında savaştan dolayı askere alındığından çekimler yarım kaldı ve o süre içinde Ayastefanos’taki Rus Abidesi’nin Yıkılışı çekilerek gösterime girdi. Bu yüzden Ayastefanos’taki Rus Abidesi’nin Yıkılışı filmi, ilk Türk filmi olarak kabul edilir.

 

Türkiye’de İlk Film Gösterimi

Türkiye’de ilk film gösterimi Yıldız Sarayı’nda, Bertrand adında bir Fransız tarafından, Padişah II. Abdülhamit’e 1896 yılında yapıldı. Abdülhamit’in kızı Ayşe Osmanoğlu ilk gösterileri şöyle anlatıyor:

 

“Bertrand taklid ve hokkabazlık yapar, her sene babamdan izin isteyerek Fransa’ya gider, birtakım yeni şeyler öğrenip gelirdi. Saraya sinemayı bu getirmiştir. O zamanki sinemalar şimdiki gibi değildi. Perde büyük fırçalarla iyice ıslatılır, küçük parçalar gösterilirdi. Bu parçalar pek karanlık görülür, filmler bir dakikada biterdi. Bununla beraber çok yeni bir şey olduğundan hoşumuza giderdi.”

 

O gün akşam sarayın tiyatrosuna toplanılır. Bertrand iki üç metrekarelik beyaz bir perde önünde yangın tehlikesine karşı perdeyi ıslatır. Abdülhamit Han, yanında küçük sultan Müşfika Hatun, haremden bazı kadınlar, küçük şehzade Nurettin ve papağan Nunu perdenin  önüne  dizilmiş  beklerler.

 

Hokkabaz perdenin önüne gelir. Işıkların karartılacağını ve perdenin üzerinde görüneceklerin birer hayal olduğunu, kesinlikle korkulmaması gerektiğini söyledikten sonra ortadan kaybolur.

 

ilk sinema filmi
İlk sinema filmi Bir Trenin Gara Girişi

 

Işıklar kararır, perde aydınlanır ve bir yazı belirir “L’Arrivée du Train en Gare de la Ciotat” (Bir Trenin La Ciotat Garına Gelişi). Bertrand’ın ötelerden bir yerden sesi yükselir: “Şümendüferle Seyehat”. Yazının ardından gerçekten de perdede bir tren belirir. Orada, perdenin üstünde, bacasından fosur fosur kara dumanlar salarak bir ejderha gibi durmaktadır. Nakşıdil Kalfa korkudan yüksek sesle salavat getirmeye başlayınca ortam biraz gerginleşir. Trenin çevresinde bazı cisimler hareket halindedir. Bunlar kafalarında uzun siyah şapkalarıyla, ellerinde şemsiyeyle sanki çok acele işleri varmışçasına deli gibi koşuşturmakta olan insanlardır. Bu arada kara tren etrafa siyah dumanlar saçarak hareket etmeye başlar. Dumanını savura savura kara ejderha üzerlerine gelmektedir. Nakşıdil Kalfa’nın sesi iyice yükselerek ortalığı velveleye vermeyi sürdürür. Artık küçük çığlıklar ağıza bastırılan mendillere rağmen zaptedilemez bir hal alır.

 

 

 

 

Herşey bir iki dakika içinde sona erer. Bertrand dudaklarında muzip bir gülümsemeyle ışıkları yakar. Bakıldığında perde boştur. Ne tren kalmıştır, ne de çevresindeki insanlar. İzleyenlerin tümü şaşkındır. Sadece Abdülhamit Han sessizce oturmakta ve çevresine bakmaktadır. Ayşe Sultan heyecan dolu parlak gözlerle perdeye bakmayı sürdürmekte, papağan Nunu üst üste “Sevgili Küçük Ayşe Sultan” diye bağırmaktadır.

 

Türkiye’de ilk sinema gösterimi

Fransa vatandaşı Lumiere Kardeşler’in Bir Trenin La Ciotat Garına Varışı’nı anlatan L’Arrivée d’un train en gare de La Ciotat filminin 29 Aralık 1895’te Paris’teki ilk gösteriminden yaklaşık bir yıl sonra, bir Alman Yahudisi olan Sigmund Weinberg tarafından, İstanbul Galatasaray’daki bir birahanede gösterilmesiyle Türk toplumu sinemayla tanıştı, Türkiye’de ilk sinema gösterimi yapıldı

 

ilk sinema film
Türkiye’de İlk Sinema Gösterimi

 

Sponeck birahanesinde, halka açık ilk film gösterisi yapıldı. Galatasaray’dak Avrupa Pasajı’nın 7 numaralı yeriydi burası. Halkın “Sponek’in Yeri” dediği birahaneydi bu, ve gösterinin ilanında da aynı deyim kullanıldı. Türk sinema tarihi hakkında tüm yazılı kaynaklarda, bu ilk gösterinin, 19. yüzyıl sonlarına doğru İstanbul’a yerleşmiş Rumen asıllı bir Musevi olan Sigmund Weinberg tarafından yapıldığı yazılı.

 

Türkiye’de İlk Sinema Salonu

Türkiye’de ilk sinema salonu 19 Mart 1910’da, İstanbul Şehzadebaşı’nda Milli Sinema adı altında halka açık faaliyete geçti, ilk Türk sineması oldu. O zaman İstanbul Sultanisi’nde gösterimler düzenleyen ekip maddi imkan bularak ikinci Türk sineması Ali Efendi Sinemaları’nı açtı. Aşağıda Türkiye’de ilk sinema olan Milli Sinema (1910) ve Hilal (solda), Millet Tiyatrosu (sağda) görülüyor.

 

Türkiye'de ilk sinema nerede
Türkiye’de ilk sinema

 

İlk Konulu Türk Filmi

Sinemamızda konulu film çeken ilk yönetmen Hürriyet Gazetesi’nin de kurucusu olan Sedat Simavi’dir. İki film de 1917 yılında çekilmiştir ancak hangisinin daha önce çekilmiş olduğuyla ilgili rivayet muhtelif. Bunlardan ilk konulu Türk filmi Casus, 1.Dünya Savaşı sırasında geçen bir casusluk macerası. Pençe ise şehvet düşkünü bir kadın ile ilişki kuran Pertev ile evli bir kadın uğruna yuvasını dağıtan Vasfi adlı iki arkadaşın hikayesi. Ne yazık ki iki film de kayıp.

 

ilk türk filmi hangisi
İlk Türk filmi Casus

 

Aslında ilk konulu Türk filmi denemesi Leblebici Horhor’du. Fakat bu film, oyunculardan birinin ölmesi nedeniyle tamamlanamadı. İkinci deneme ise Himmet Ağa’nın İzdivacı idi. Ancak çekimlerin başlamasından kısa süre sonra filmin oyuncuları Çanakkale Savaşı nedeniyle askere alınır. Çekimleri Pençe ve Casus’tan önce başlamıştır ama tamamlanması 1918 yılını bulur.

 

İlk Türk Komedi Filmi

Şadi Fikret Karagözoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği ilk Türk komedi filmi olan Bican Efendi Vekilharç adlı filmde, Bican Efendi bir köşke vekilharç (konağın alışverişini yapmakla yükümlü kimse) olarak alınır. İşgüzarlığı nedeniyle ortalığı karıştıran Bican Efendi’nin macerası, sinemamızın ilk güldürü denemesidir. Film başarı kazanınca, Bican Efendi Mektep Hocası ve Bican Efendi’nin Rüyası isimli devam filmleri çekildi. Filmler aynı zamanda sinemamızın ilk seri filmleri.

 

ilk türk komedi film
İlk Türk komedi filmi

 

İlk Sesli Türk Filmi

1931 yılında Muhsin Ertuğrul tarafından çekilen ilk sesli Türk filmi İstanbul Sokaklarında, iki kardeşin aynı kadına aşık olması üzerine hayatlarının mahvolmasını anlatıyor. Bankada çalışan Rahmi şarkıcı bir kadına aşık olur. Aynı kadınla kardeşi Talat’ın da ilişkisi vardır. Rahmi aşkı uğruna bütün parasını kadın ile harcamaktadır. Bir süre sonra çalıştığı bankanın parasını da aşık olduğu kadın için kullanmaya başlar. Banka yönetimi durumu fark edip Rahmi’yi işten atar, kullandığı parayı da Rahmi’nin ailesinden tahsil eder. Aile bütün birikimini kaybetmiştir.

 

ilk sesli türk filmi
İlk sesli Türk filmi İstanbul Sokaklarında.

 

Talat bunun hesabını sormak üzere kardeşinin yanına gider ve kardeşiyle şarkıcı kadını sarhoş halde bulur. Şarkıcı kadının ortağı olan garson, Rahmi’yi dolandırmak için içkisinin içine uyutucu ilaçlar atmıştır. Talat kardeşine saldırır, kavga sırasında dolu içki bardağını Rahmi’ye fırlatır. İlaçlı içki Rahmi’nin gözlerine gelir ve kör olur. Film doktorların göz ameliyatı için çok büyük para istemesi, iki kardeşin zengin dayılarının yanına gidip yardım istemeye karar vermesi, ancak bu sırada dayılarının ölmesi, dayılarından kalan tek şey olan evin yanması, iftiraya uğrayan Talat’ın hapse düşmesi şeklinde ilerliyor. Ne var ki filmin sonlarına doğru ortaya çıkan, Mısırlı bir yazar olan Semira Hanım, Rahmi’yi ameliyat ettirir, kardeşler eski saadetlerine kavuşur. Film, abartılı ve absürd konusuna rağmen; gerek dönemine göre yüksek maliyeti, gerek ilk sesli Türk filmi olması nedeniyle Türk sinema tarihinde önemli bir yer ediniyor.

 

İlk Türk Korku Filmi

Bazı kaynaklarda ilk Türk korku filmi olarak Mehmet Muhtar’ın 1953 yapımı filmi Drakula İstanbul’da geçer. Ancak bu doğru değil. Türkiye sinemasında ilk Türk korku filmi denemesi, Aydın Arakon’un 1949’da yönettiği Çığlık. Bir doktor fırtınalı bir gecede, bir köşke sığınmak zorunda kalır. Köşkte miras meselesi nedeniyle dayısı tarafından delirtilmiş bir kızla karşılaşır. Doktor, bu karanlık ve deli kızın çığlıkları ile inleyen köşkte birileri tarafından öldürülmeye çalışılır. Ancak ölen, deli kız olur. İlk Türk korku filmi Çığlık, böylece Türk sinema tarihinde yerini alır.

 

ilk türk korku filmi çığlık
İlk türk korku filmi

 

İlk Renkli Türk Filmi

Halıcı Kız ilk renkli Türk filmi olmasının yanı sıra, 20 yılı aşkın süre Türk sinemasında “tekel” oluşturan, çektiği 30’u aşkın filme rağmen sinemasal açıdan iyi işler çıkaramayan Muhsin Ertuğrul’un son filmi olması nedeniyle de önemli. Güllü, halı dokuma tezgahında çalışan çok güzel bir kızdır. Patronunun oğlunun tecavüzüne uğrayınca çareyi İstanbul’a kaçmakta bulur. Gittiği her yerde erkeklerin ilgisini çeken Güllü, gerçek aşkı ve mutluluğu Bursa’nın bir köyünde bulur. 1953 yapımı filmin kadrosunda Suna Pekuysal, Sadri Alışık, Şükran Güngör, Münir Özkul gibi isimler yer alır ve ilk renkli Türk filmi sinema tarihimizde yerini alır.

 

Sevdiğim filmlerden bazıları hakkında bilgi, eleştiri ve yorumlarımı yazdığım Sinema sayfamda bu filmleri izleyebilirsiniz.

 

ilk renkli türk filmi hangisi
İlk renkli türk filmi

 

Film analizi nasıl yapılır, filmler nasıl incelenir konusunu merak edenler için katıldığım bir film analizini yazdım: Sinematek’te Film Analizi. Usta eleştirmenle yaptığımız diğer film analizi ise Atilla Dorsay ile Film Analizi yazımda.

 

İlk Türk Bilim Kurgu Filmi

Türk sinema tarihinde ilk Türk bilim kurgu filmi bazılarına göre 1987 Mesut Uçakan yapımı Kavanozdaki Adam dizisi, kimilerine göre Müjdat Gezen’in 1987 yapımı Homoti filmi, bazılarına göre 2004 Cem Yılmaz filmi Gora, diğerlerine göre 1982 Çetin İnanç yapımı Dünyayı Kurtaran Adam. Cüneyt Arkın’ın başrolde oynadığı Dünyayı Kurtaran Adam teknik yetersizlikler nedeniyle bilim-kurgu filmi olarak değil ironik ve komikliğiyle ünlendi, yurt dışında da alaya alınarak tanındı. Hepinizin bildiği filmden bahsetmeyeceğim, asıl amacım gerçek hayatta dünyayı kim kurtardı sorusunun yanıtı olarak Dünyayı Kurtaran Adam yazımda anlattığım, gezegenimizi büyük bir nükleer felaketten kurtaran kişiyi anmak.

 

türk bilim kurgu filimleri
İlk Türk bilim kurgu filmi

 

En İyi Türk Fimleri

En iyi Türk filmleri olarak 100 filmlik bir liste yapmak isterim ancak uzun olur, en sevdiğim filmlerden seçerek bir en iyi Türk filmleri listesi hazırladım:

 

1. Sevmek Zamanı, Metin Erksan, 1965.

2. Yol, Yılmaz Güney, 1982.

3. Susuz Yaz, Metin Erksan, 1963.

4. Muhsin Bey, Yavuz Turgul, 1987.

5. Masumiyet, Zeki Demirkubuz, 1997.

6. Yazgı, Zeki Demirkubuz, 2001.

6. Uzak, Nuri Bilge Ceylan, 2002.

7. İklimler, Nuri Bilge Ceylan, 2006.

8. Uçurtmayı Vurmasınlar, Tunç Başaran, 1989.

9. Beş Vakit, Reha Erdem, 2006.

10. Sonbahar, Özcan Alper, 2008.

11. Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak, Ahmet Uluçay, 2004.

12. Mustafa Hakkında Her Şey, Çağan Irmak, 2003.

13. Temmuz’da, Fatih Akın, 2000 (Alman-Türk).

14. Başka Dilde Aşk, İlksen Başarır, 2009.

15. Beş Şehir, Onur Ünlü, 2009.

 

Siz de en iyi Türk filmleri olduğunu düşündüğünüz, en çok sevdiğiniz yerli filmlerin adlarını yorum olarak yazarsanız sevinirim.

 

Keşke ilk Türk filmi olan Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı’nın bir kopyası günümüze ulaşabilseydi..

74 YORUMLAR

  1. Boylesi guzel ayrintilari unutmadigin ve ruhumuzun gida cesitliligine katkida bulundugun icin tesekkur ederim.Var ol 😉 Benim de nacizane unutulmazlarim soyle:
    * Eskiya (1996)
    * Koltuk Belasi (1990)
    * Hoscakal Yarin, Hersey Cok Guzel Olacak(1998)
    * Cilekli Pasta (2000)
    * Gunaydin Istanbul Kardes(1998)
    * Buyuk Adam Kucuk Ask / O da Beni Seviyor(2001)
    * Gonul Yarasi /Pardon (2005)
    * Veda (2010)
    * Mandira Filozofu(2014)
    Sevgiler..

  2. Bence Eşkiya da iyi bir film. Ayrıca 1963 ile 1987 arasında verilmiş bir calisma yapilamamis olmasida uzucu, muhtemelen yasanan siyasi olaylar ve darbe yüzünden olsa gerek..

  3. Alper bey sizden sikayetciyim kac aydir afrika yazilarinizi bekliyorum ama hala bekliyorum.Eskisi kadar sitenize ilgi gosterdiginizi dusunmuyorum ve cevap bekliyorum,ne zaman geliyor yeni yazilar NE ZAMAN…

  4. Bilgi dolu yazınız için teşekkür ederim, ilk filmlerimizin kayıp olması günümüze kadar ulaşmamazı çok kötü bir hadise olmuş,
    Ayrıca benim en sevdiğim filmler;
    1-Büyük adam küçük aşk,
    2-Duvar – Yılmaz Güney
    3-Yol – Yılmaz Güney,
    4-Vizontele serisi,
    5-Yaşamın Kıyısında,
    6-Gönül Yarası
    7-Eşkiya,
    8-Tabutta Rövaşata,
    9-Uçurtmayı Vurmasınlar,
    10-Masumiyet.

  5. Güzel , bilgilendirici bir yazı. Bu ‘ilk’ olma özelliği gösteren filmlerden elimizde olanları nereden bulup izleyebiliriz, bir bilginiz var mıdır acaba? Yabancı filmleri bulabiliyoruz; ama maalesef bizim filmlerimiz korunamamışlar veya ilgi gösterilmiyor.
    Teşekkürler…

    • Merhaba,
      İlk Türk filmi elimizde yok, o kesin. Türk sinemasında ilkler arasında yer alan diğer filmleri bulmak da zor ya da imkansız. Siz de ben de araştırıp bulabildiklerimizi burada paylaşalım.
      İlginize teşekkürler.

  6. Ama ben bu başlığı henüz fark ettim 🙁 Ben de seyrettiğim yerli filmlerimizden başarılı bulduklarımı paylaşmak isterim (Sizin ve takipçilerinizle ortak sevdiğimiz filmler olsa da hem listemin fazla uzun olmaması hem de nasılsa burada yazılı olmasından dolayı onları atlıyorum 🙂 )
    1. Hamam, Ferzan Özpetek, 1997 (İspanya-İtalya-Türkiye).
    2. Mayıs Sıkıntısı, Nuri Bilge Ceylan, 1999.
    3. Propaganda, Sinan Çetin, 1999.
    4. Üçüncü Sayfa, Zeki Demirkubuz, 1999.
    5. Pardon, Sinan Çetin, 2005.
    6. Babam ve Oğlum, Çağan Irmak, 2005.
    7. Polis, Onur Ünlü, 2006.
    8. Dondurmam Gaymak, Yüksel Aksu, 2006.
    9. Hokkabaz, Cem Yılmaz & Ali Taner Baltacı, 2006.
    10. Beynelmilel, Sırrı Süreyya Önder & Muharrem Gülmez, 2006.
    11. Nefes, Levent Semerci, 2009.
    12. Çoğunluk, Seren Yüce, 2010.
    13. Hayat Var, Reha Erdem, 2010.
    14. Av Mevsimi, Yavuz Turgul, 2010.
    15. Bizim Büyük Çaresizliğimiz, Seyfi Teoman, 2011.
    16. Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi, Onur Ünlü, 2011.
    17. Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak, Ali İlhan, 2011 (İtalya-Türkiye).
    18. Zerre, Jale Arıkan, 2012.
    19. Pek Yakında, Cem Yılmaz, 2014.
    20. Son Umut, Russell Crowe, 2014 (Avustralya-Türkiye-ABD).

  7. Onları da izlemelisiniz bence, beğeneceğinizi düşünüyorum. Bu arada Tekirdağlı olduğunuzdan şunu da eklemeliym ki biz Trakya insanını Ata Demirer’in Eyvah Eyvah serisiyle sevdik 🙂

  8. Aslında çok sevdiğim ve etkilendiğim bir film daha var: Yılmaz Erdoğan’ın 2013’te vizyona giren Kelebeğin Rüyası. Sanata, edebiyata, şiire dair yapılmış en güzel filmlerden biri… Benim film listem uzar gider Alper Bey 🙂 Seyredip sevdikçe yazarım buradan. Zira değerli insanlardan kaliteli kitap, film önerisi almak ve kendi beğendiğim yapıtları da o insanlarla paylaşmak beni de sevindirir.

    • Ben de film ve kitap önerileri yapmak ve almaktan, film izlemekten, DVD vermekten mutlu oluyorum. Çok teşekkür ederim önerinize, buraya sık sık yorum ve önerilerinizi bekliyorum Ayça Hanım. 🙂

  9. 2015’e veda ederken en son yaptığım yerli film listesinden bu yana izlediğim Türk filmlerinden en sevdiklerimi yeniden sizlerle paylaşmak istiyorum 🙂
    1. Gönül Yarası, Yavuz Turgul, 2005.
    2. Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü, Ezel Akay, 2006.
    3. Mutluluk, Abdullah Oğuz, 2007.
    4. Kabadayı, Ömer Vargı, 2007.
    5. Yaşamın Kıyısında, Fatih Akın, 2007 (Türkiye-Almanya).
    6. Devrim Arabaları, Tolga Örnek, 2008.
    7. Karanlıktakiler, Çağan Irmak, 2009.
    8. Bir Zamanlar Anadolu’da, Nuri Bilge Ceylan, 2010.
    9. Kaybedenler Kulübü, Tolga Örnek, 2010.
    10. Kağıt, Sinan Çetin, 2010.
    11. İncir Reçeli, Aytaç Ağırlar, 2010.
    12. Memlekette Demokrasi Var, Süleyman Nebioğlu, 2010.
    13. Entelköy Efeköy’e Karşı, Yüksel Aksu, 2011.
    14. Devrimden Sonra, Mustafa Kenan Aybastı, 2011.
    15. Yeraltı, Zeki Demirkubuz, 2012.
    16. Süper İncir, Kerem Sarı, 2013.
    17. Hükümet Kadın, Sermiyan Midyat, 2013.
    18. Muhalif Başkan, Yüksel Torun, 2013.
    19. Kış Uykusu, Nuri Bilge Ceylan, 2014.
    20. Nadide Hayat, Çağan Irmak, 2015.

  10. Bir Zamanlar Anadolu’da. Her karesinden etkilendim diyebilirim. Bunda benim gerilim polisiye filmlerinden hoşlanmamın da tesiri var tabii. Sürenin uzun olmasına rağmen hikayenin gizemli ve merak uyandırıcılığı filmi bana sıkılmadan izlettirdi. Oyuncuların performansı iyiydi, senaryo dağınık değildi, görsel unsurlar güzeldi, diyaloglar hem bol hem kaliteliydi, eleştiriler yerli yerindeydi ve Çehov esintileri hakimdi. Peki sizi en çok etkileyen Nuri Bilge Ceylan filmi hangisi?

  11. Nadide Hayat filminden de epey etkilendim ve Çağan Irmak gibi güzel yürekli erkeklerin artmasını diledim. Nuri Bilge Ceylan, Çağan Irmak, Zeki Demirkubuz ve Reha Erdem Türk sinemasının son zamanlardaki başarısının mimarlarıdır. Hayatın doğal seyrini fotoğraflayan, insanın çıkmazlarını daha karmaşık hale getiren ve arama eylemini bulma noktasına taşımayan filmleri beğeniyorum ben. Popüler kültürün en büyük silahı olan duygu ve cinsellik sömürüsüne sırtını çevirmiş yönetmenlerin filmlerini… Tamamen ticari kaygılar ön planda tutularak, cinsellik unsurları kullanılarak yapılan ve sanat adına tek bir sahne bile bulunmayan filmleri izleyerek sanat katili adamları zengin etmiyorum. Bir de Egeli olduğumdan mıdır nedir bilmiyorum ama Ege filmlerini çok seviyorum. 🙂

    • Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Reha Erdem üçlüsünü Çağan Irmak’tan farklı buluyorum. İyi film yaptığı doğru ama kitlelere hitap eden, duygusal filmler yapıyor ve ağlatıyor. Bence tek farklı filmi, sanat kaygısıyla yaptığı filmi Karanlıktakiler. Ege filmlerini ben de seviyorum. 🙂 Örneğin hangisi?

  12. Dondurmam Gaymak, Süper İncir, Entelköy Efeköy’e Karşı, (listeye almadım ama) Yürü Gari İbram, Hadi Gari Cumhur, İlk Aşk, Bornova Bornova, Rina, Dedemin İnsanları… İçlerinde iyiler olduğu gibi ortalama olanlar da var. Çağan Irmak konusunda ise aslında haklısınız; Karanlıktakiler filmi, ciddi anlamda diğer filmlerinden çok ayrı bir yerde. Her durumda güldüren filmleri ağlatan filmlere tercih eden ben, o an aklımdan Tolga Çevik’in ve Şahan’ın filmlerini geçirince Çağan Irmak’ı da gruba dahil etmek istedim. Zira kastettiğim ne komedi ne sanatsal filmleri olan, sanatı katleden sanat katili adamlar onlardı. Onların filmlerinin sinema biletlerine vereceğim parayı zevkle fındıklı veya fıstıklı çikolatalara yatırıyorum.

  13. Zerre filminin yönetmeni diye başrol oyuncusunun adını yazmışım, şimdi görüyorum, o sırada Jale Arıkan’ı düşünüyordum (dervişin fikri zikri misali) lakin hemen düzeltiyorum; Erdem Tepegöz.

  14. Başrolünü Cüneyt Arkın, Peker Açıkalın, Mehmet Ali Erbil’in oynadığı, yönetmenliğini Faruk Aksoy, Ferdi Eğilmez, Murat Aslan’ın yaptığı filmler de benim için izlemeye değer değildir. Hem parama hem vaktime yazık olur. Ben de sizin filmlerini izlemediğiniz yönetmen ve oyuncuları öğrenmek istiyorum, Şahan’dan başka benimle aynı veya benden farklı sevmediğiniz..

    • Tamamen katılıyorum. Zeka ürünü ve yaratıcılık içermeyen komedi, kahramanlık ve aşk filmleri çekilmez oluyor. Murat Aslan’ın Umut filmini bir arkadaşım önerdiği için izledim. Para harcanmış belli, donanım iyi, fakat film en başından itibaren bariz bir yapaylık taşıyor. Sonuna kadar zor dayandım. The İmam pek reklam olmuştu, onu da televizyonda izledim, benzer bir yapaylık var, olmamış. Final sahnesinde Çağan Irmak coşkusu denemiş ama yok.

      Türk sinemasının güdüklüğünün kaynağının Muhsin Ertuğrul olduğunu okumuştum bir yerde. Tiyatro kökenli olan sanatçının sinemayı tam olarak anlamadığını ve Türk sinemasını büyük ölçüde tiyatronun sınırları içerisine hapsettiğinden bahsediliyordu. Bu konuda bir şey duydunuz mu?

  15. Evet, tiyatro dersleri aldığım zamanlarda buna benzer bir şey okumuştum. Çektiği filmlerde oyuncuları karşı karşıya baktırarak birbirlerinin yüzüne karşı değil de yan yana getirerek kameraya doğru konuşturduğu için eleştiriliyordu. Muhsin Ertuğrul; Türk tiyatrosunu çağdaş bir sanat alanına dönüştürmüş, önemli katkılarda bulunmuş müstesna bir isimdir fakat sinema dalında tiyatrodan gelen alışkanlıklarını bırakamayıp sürdürmeye devam etmiştir.

  16. Kendisi Türkiye’nin ilk ve en iyi yönetmenlerinden biridir, severim. Döneminin estetik, teknik ve ekonomik yetersizliklerine rağmen güzel işlere imza atmıştır, saygı da duyarım. Türk sinemasına yaratıcılığı kazandırmış, filmleri çağını aşmıştır. Yaptığı başarılı çalışmalarla günümüz sanat adamları arasında öncü ve seçkin bir konumdadır. Siz de seviyorsunuz değil mi?

    • Bence de en iyi Türk yönetmenlerden biri Metin Erksan. Sevmek Zamanı unutulur mu? 🙂 Sizce hak ettiği ilgiyi görememiş, ve hak etmediği halde fazla ünlü olmuş Türk filmleri var mı?

  17. Bence biz, henüz olgunluğa ulaşamamış bir toplumuz. Bana göre yetişkinliği neyi izlediğin veya izlemediğin de belirler. Türkiye’de mevcut kültür-sanat hayatı konusunda maalesef üzülüyorum ve daha fenası geleceği hakkında da umut görmüyorum. Çünkü hiç güzel zaman geçirmiyor ve geçireceğe de benzemiyor. Gelişimini tamamlayamamış bir ülkenin içinde olmamız, sinemamızı da olumsuz yönde etkiliyor. Halkımız kötü filmleri izliyor, iyi olanların tadını alamadan ölüyor. Her çok izlenen filmi nitelikli film sanıyor. Zeki Demirkubuz’un filmleriyle ilgili konuşacak birisi aranırken abuk sabuk filmler izlenme rekorları kırıyor. Nuri Bilge Ceylan; Bir Zamanlar Anadolu’da filminde karakteri Recep İvedik kılığına sokarak popüler filmleri, Recep İvedik gibi filmleri izleyen insanlara “aslında siz busunuz” demek istemişti. Benim yönetmenin en çok bu filmini sevme nedenlerimden biri de budur. Lütfen siz de görüşlerinizi paylaşın Alper Bey, bunu önemsiyorum.

    • Ben de sizin gerek seyahat gerek sinema konusunda yazdıklarınızı önemsiyor ve özenle okuyorum. Kitap okuma, kültür sanat etkinliklerine katılma oranımız acınacak düzeyde. Evet öldürülen adam Recep İvedik tipiydi. İyi filmerdeki bu tip ayrıntıları ve göndermeleri seviyorum. Andrey Tarkovski’nin Solaris filmini yıllar önce özenle izlemiştim. Daha sonra aldığım DVD’sinde arka planda anlatım sesi kanalı olduğunu fark edip bir de öyle dinledim. meğer ne mesajlar, ne derin anlamlar varmış. Geçen sene bir misafirim gelmişti, hava soğuk diye hiç gezmek istemedi, hafta sonu boyunca yedi film izledik. Pazar akşamı giderken “içim şişti” dedi benim dram ve sanat filmlerinden:)

  18. Ne yazık ki edebiyat alanında da durum bundan farklı değil. Türk edebiyatı zor günler geçiriyor. Saçma sapan kitap müsveddeleri yüz binler satıyor ve yine her çok okunan kitaba ideal kitap gözüyle bakılıyor. Değerli kalemlerin değerli eserlerinden uzak duruluyor, televizyonda edebiyat programları takip edilmiyor. Geçen sene benim de muhafazakar bir arkadaşım okumak için benden güzel bir roman istemiş,” Türk bir yazarın olmasın ama” demişti. Ben de ona Albert Camus’un Yabancı romanını vermiştim. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra kitabımı bana geri vererek beğenmediğini ve kendisine bir daha ateist yazarların kitaplarını vermememi söylemişti. İyi romandı halbuki, böyle bir anlayış var. Tarkovski filmlerini pek severim, en sevdiğim ise Ayna/Mirror filmi. Derviş Zaim ve filmleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

    • Size edebiyat konusunda katılıyorum. Tarkovski müthiş bir yönetmen. Derviş Zaim ilginç filmler yapıyor ama en sevdiğim yönetmenler arasında sayamayacağım. İzlediğim filmleri arasında Tabutta Rövaşata’yı beğendim, biraz da Filler ve Çimen.

  19. Tabutta Rövaşata’yı ben de çok beğenmiştim. Buraya ayrı bir başlık açsak hiç fena olmaz aslında “En Kötü 10 Türk Filmi” diye mesela 🙂

  20. Sevdiğimiz filmler hakkında insanlara “çok iyi filmdi, mutlaka izleyin” önerisinde bulunduğumuz gibi sevmediğimiz filmler için de “hayatımızda izlediğimiz en kötü filmlerden biriydi, rica ediyoruz izlemeyin” demenin güzel olacağını düşünmüştüm ama eh madem siz öyle diyorsunuz 🙂 Bilim kurgu sever misiniz?

    • Haklısınız, onu da yapalım o halde, en kötü filmler. 🙂 Bilim kurgu ile pek aram yok ama Kubrick veya Tarkovski olursa şahane. Beğendiğiniz Türk bilim kurgu filmleri var mı?

  21. Benim de pek aram yok. Sinema zevki benimle aynı veya bana yakın olan insanlardan bilim kurgu tavsiyesi aldığım zamanlar izlememek için direniyorum. 🙂 Fakat bazen daha fazla direnç gösteremeyip o filmi izlediğim de oluyor ve genellikle de bu yabancı filmlerden oluyor çünkü Türk bilim kurgu filmlerine çok tahammül edemiyorum. Ridley Scott da iyi bilim kurgu filmi yapıyor, beğeniyorum.

    • Bir tanıdığım Robert Zemeckis’in Contact adlı bilim kurgu filmini önerdi ama henüz izlemedim. Bir Dünyayı Kurtaran Adam kadar olacağını sanmıyorum ama bir ara izlemek lazım.

  22. Ben de size Marslı filmini izlemenizi öneriyorum, insanoğlunun ısıra ısıra bitirmek üzere olduğu dünyanın gidişatını farklı bir bakış açısıyla anlatan bu filmi sizin de beğeneceğinize inanıyorum. Hiçbir bilim kurgu filmi Dünyayı Kurtaran Adam ve onun devam filmi olan Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu kadar berbat olamaz.

  23. Cüneyt Arkın da ayranım/yoğurdum ekşi demeyenlerden. Oysaki film sadece ülkemizde alay konusu olmakla kalmadı, uluslararası alanda da en kötü filmlerden biri kabul edildi. O da yönetmen ile diğer oyuncular gibi olumsuz eleştirilerin haklılığını itiraf etmeli ve bu dünyayı kurtarma işinden vazgeçmeliydi.

  24. Biliyorum Alper Bey, o yazınızı uzun zaman önce okudum ve gerçek dünyayı kurtaran bu cesur adamı sizin sayenizde tanımış oldum. Stanislav Petrov’a minnet borçluyuz, kendisini hasretle yad ediyoruz.
    En son yazdıklarımdan başka hiç Türk filmi izlemedim açıkçası. Güney Amerikalı yönetmenlerin filmlerini izliyorum şu sıralar. Güney Amerikalı sanatçıların müzikleri eşliğinde Güney Amerikalı yazarların kitaplarını okuyorum. Bununla birlikte Türk sinemasına ara vermiş olsam da Türk tiyatrosu ile ilgilenmeye devam ediyorum. Komedi türündeki oyunlara gitmeye çalışıyorum, kahkahalarla gülmeye ihtiyaç duyuyorum aslında toplumca hepimiz buna ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü maalesef ülkede terör olaylarının, ayrışmanın yol açtığı bir yüksek tansiyon ve usanç hali hakim. Sanat iyi ki var öyle değil mi, hele de böyle zamanlarda…

  25. Olmaz mı:) Şu ana dek izlediklerim içinde en çok etkilendiğim altı savaş filmi sayabilirim: Hayat Güzeldir, Piyanist, Kaplumbağalar da Uçar, Sarhoş Atlar Zamanı, Yedi Samuray ve Güneş İmparatorluğu. Ancak ilerleyen günlerde bu sayı artabilir çünkü beni bekleyen bir dolu savaş filmi daha var:) Sizi etkileyen savaş filmleri hangileri?

  26. İlk Türk savaş filmi 1950 lerde yapılan İSTANBULUN FETHİ olarak biliyorum. Youtubede filmi izledim ve tavsiye ederim. Günümüzdeki teknolojik imkanlarla yapılan istanbulun fethi filmine 10 çeker. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

  27. Neredeyse bütün filmlerde gerek senaryo, gerek kurgu, gerek içerik olsun, toplumun kültür ve etiklerinden uzak, batı hayranlığı dolu, leş filmler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz