Ermeni Soykırımı Müzesi ve Soykırım Anıtı Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki Tsitsernakaberd Tepesi’nde yer alıyor. Müze Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Ermeni Tehciri veya Sözde Ermeni Soykırımı, Ermenistan Cumhuriyeti Devleti ve diğer 28 ülkenin Ermeni Soykırımı (Hayots tseghaspanutyun) olarak adlandırdıkları 1915 olaylarının 80. yıldönümünde, 1995 yılında açıldı. Müzenin tasarımı mimarlar A. Kalaşyan, A. Tarkhanyan ve heykeltraş A. Arekelyan tarafından yapıldı. Ermeniler soykırım veya tehciri geleneksel olarak Medz Yeghern (Büyük Suç) veya Büyük Felaket olarak adlandırıyorlar. Yazımın konusu Ermeni soykırımı nedir, var mı, oldu mu gibi soruların yanıtları değil, müze hakkında bilgi ve gördüklerim.

 

Ermeni Soykirimi Anıtı
Ermeni Soykırımı Anıtı

 

Ermeni Soykırımı Anıtı

Ermeni Soykırımı Anıtı Ermenicede Tsitsernakaberd olarak adlandırılıyor ve anıtın ismi, “küçük kırlangıçların hisarı” anlamına geliyor; tsitsernak kırlangıç, berd ise hisar demek. 1965 yılının 24 Nisanında birçok ülkede Ermeni Soykırımı’nın 50. yılı anılırken Erivan ve diğer büyük şehirlerin meydanlarında eylemler yapıldı. Halkın isteklerine kulak veren SSCB Bakanlar Kurulu 16 Nisan1965’de soykırım şehitlerinin anısını ölümsüzleştirmek için Ermeni Soykırım Anıtı’nın inşasına izin verdi. Ermenistan Komünist Partisi Merkez Komitesi birinci sekreteri Hakop Zarobyan Moskova’yı Ermeni Soykırım Anıtı’nın yapılması için ikna etti. Anıtın Ermenice tam adı Hayots tseghaspanut’yan zoheri hushahamalir.

 

Hayots tseghaspanut'yan zoheri hushahamalir
Hayots tseghaspanut’yan zoheri hushahamalir, Yerevan.

 

1965 senesinde Soykırım Anıtı Mimari Projesi için bir yarışma düzenlendi. Yarışma ilanında “Anıt yaratıcı Ermeni halkının gelgitlerle dolu hayatını, bitmeyen yaşam savaşını, bugünü ve parlak geleceğini simgelerken Büyük Soykırımda hayatını kaybeden milyonlarca şehidin anısını ölümsüzleştirmelidir” yazıyordu.

 

Yarışmaya Ermenistanlı ve Diaspora’dan 69 mimarın eseri katıldı. Eserlerden bazılarının isimleri Kaya, Pyunik, Muş, Ateş ve Kırmızı Çiçek idi. Tasarımlar arasından Arthur Tarkhanyan ve Saşur Kalaşyan’ın “Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Bayrağı” adlı projesi birinci oldu. Anıtın yerini mimarlar seçtiler, inşa projesinin yöneticisi mühendis Ardavazd Ordukhanyan oldu.

 

Armenian Genocide Memorial
Armenian Genocide Memorial Complex

 

Anıtın açılışı 1967 yılının 29 Kasım günü yapıldı, bu aynı zamanda Sovyet Ermenistan’ın kuruluşunun 47. yıldönümü olduğundan açılış siyasi ve kültürel bir kutlamaya dönüştü. Ermeni Soykırım Anıtı’nın (Tsitsernakaberd) açılışına Sovyet Ermenistanı’nın üst düzey yöneticileri katıldı. Her sene 24 Nisan günü binlerce insan Ermeni Soykırım Anıtı’nı (Tsitsernakaberd) ziyarete geliyorlar.

 

Tsitsernakaberd
Tsitsernakaberd

 

44 metre uzunluktaki anıt Ermeni halkının “yeniden doğuş”unu simgeliyor. Anıtta daire şeklinde, Ermenilerin Türkiye’de terk ettikleri ve Batı Ermenistan olarak adlandırdıkları 12 ili  simgeleyen 12 adet duvar var. Bu dairenin ortasında 1.5 metre derinliğinde “sonsuza dek sönmeyen ateş” (eternal flame) yanıyor.

 

Ermeni Soykırımı Müzesi

Ermeni Soykırımı Müzesi içerisinde Ermenice, Rusça, İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde rehberlik yardımı almak mümkün. Müzenin iki katlı binası Soykırım anıtının etkili görüntüsünü bozmamak için tepenin diğer tarafına inşa edilmiş. Müzenin bulunduğu yerden eşsiz Ararat ovası ve heybetli Ağrı (Ararat) Dağı gözüküyor.

 

Müzenin ilk katı yer altında olup burada müzenin idari ve teknik bölümleri ve 170 kişi kapasiteli Komitas anısına yapılmış salon bulunuyor. Bu katta kütüphane, okuma bölümü ve müze deposu da var. 1000 metre kare alan üzerine kurulmuş olan sergi salonu müzenin ikinci katında olup 3 kapalı ve 1 açık salonu bulunuyor.

 

Ermenistan gezisi sırasında ziyaret ettiğim, Erivan şehri yakınındaki Ermeni Soykırımı Müzesi ve Enstitüsü Müdürü Hayk Demoyan’ın odasına gidip kendimi tanıttığımda bana çok dostane davrandı. Hemen “Türk kahvesi içer misiniz?” diye sorup hazırlattı. Acılardan ve Büyük Felaket’ten hiç bahsetmedi. En çok doktora tezi olarak hazırlamakta olduğu Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Sporu ve Beden Eğitimi adlı kitaptan bahsetti, biraz da Türkiye, Ermenistan ve barış hakkında konuştuk.

 

Ermeni Soykırımı
Ermeni Soykırımı Müzesi

 

O sırada içeri yaşlı bir adam girdi. Elinde eski bir fotoğraf vardı. Fotoğraftaki 4 kişiden üçü Adana’da öldürülmüş, kurtulan dördüncü kişi ise dedesiymiş. Kısa bir süre konuştular, fotoğrafı bir belge olarak Hayk’a teslim etti. O yıllarda benim dedelerimin Makedonya, Yunanistan ve Bulgaristan’da verdikleri yaşam mücadelesinden biraz bahsettim. O da ailesi ve yaşamı hakkında bilgi verdi. Sonra müzeye götürüp müdür yardımcısından bana müzeyi gezdirmesini rica etti. Kadın o ana kadar müzede gördüğü ilk Türkün ben olduğumu söyledi.

 

Girişinde sembolik bir mezar olan müze Adalet Mahkemesi kavramıyla tasarlanmış. Kurbanlar, mağdurlar, kurtulanlar, tanıklıklar, Ölüm Yürüyüşü olarak da adlandırılan Ermeni Tehciri, toplu katliamlar hakkında bilgi, belge ve fotoğraflar var. Müzede fotoğraf çekmek ne yazık ki yasak. Aşağıdaki fotoğrafı girişte çektim.

 

Hayots tseghaspanut'yan zoheri hushahamalir
Armenian Genocide Museum

 

Erzurum’daki bir Ermeni toplu mezarı fotoğrafı, İngiliz gazetesinden alınmış. Yanında Adana’da Ermenilerin evlerinde, ahırlarda ve Ermeni kiliselerine kapatılarak yakıldıklarını anlatan fotoğraf ve bunun hakkında yazılmış kitaplar, yanında Lübnan’da iki bin Ermeni yetimini gösteren bir fotoğraf var. Danimarkalı bir misyoner bu çocuklar için Kırlangıcın Yuvası adlı bir yetimhane kurmuş.

 

Müzede anavatanlarında katledilen Ermeniler için yoğun yaşadıkları altı vilayetten getirilmiş topraklar var, üzerlerinde Sivas, Diyarbakır, Van, Erzurum, Harput ve Bitlis yazıyor. 24 Nisan 1915’te 240 Ermeni aydının tutuklanmasıyla başlayan, 2345 tutuklunun Haydarpaşa’dan trenle Ayaş ve Çankırı’ya sürülmeleri, Ermeni toplumunun imhasını uluslararası kamuoyuna duyurmamaları için çoğunun yargılanmadan öldürüldükleri anlatılıyor.

 

Medz Yeğern
Medz Yeğern, Büyük Felaket

 

Ermeni Soykırımı Müzesi içerisindeki bir başka bölümde I. Dünya Savaşı’na katılan ülkelerle ilgili kaynaklar var. Kıyımın birinci aşamasında Ermenilerin güçlü unsurlarının ortadan kaldırılması için 18 ile 54 yaş arasındaki erkeklerin askere silahsız olarak alınıp zorla ağır işlerde çalıştırıldıktan sonra öldürüldükleri anlatılıyor.

 

Müzede Talat Paşa, Enver Paşa ve Cemal Paşa’nın fotoğrafları, Osmanlıca telgraflar var. Talat Paşa tarafından Halep valisine gönderilen bir telgrafta Ermenilerin yaşına ve durumuna bakılmaksızın hepsinin ortadan kaldırılmaları yönünde bir talimat var. Talat Paşa ile yapılmış iki röportajdan birinde “Ben başa geçince Ermeni meselesi hallolacaktır”, tehcir sonrası diğerinde “Ermeni meselemiz yok, Ermeni meselesi hallolmuştur” yazıyor.

 

Ermeni Tehciri veya Soykırımı Fotoğrafları

Burada müzenin resmi sayfasından bazı fotoğraflar var. Aşağıda Victor Pitchman tarafından çekilmiş bir Ermeni Tehciri fotoğrafı görülüyor.

 

Ermeni Tehciri resimleri
Ermeni Tehciri

 

Aşağıdaki görsel aç Ermeni çocuklara ekmek gösteren bir Osmanlı görevlisinin fotoğrafıymış. Lazar Mkhitarian Congregation koleksiyonu, 1915.

 

Ermeni Soykırımı
Ermeni Soykırımı fotoğrafı

 

“Ermenilerin kafatasları ile fotoğraf çektiren Alman ve Osmanlı askerleri” etiketli fotoğraf.

 

Armenian Jenocide
Ermeni Soykırımı hakkında bilgi

 

Müze koleksiyonundaki bu fotoğrafta “Bitlis’te tecavüz ve işkence edildikten sonra başı kesilen Ermeni kadın” yazıyor.

 

Ermeni soykırımı fotoğrafları
Ermeni soykırımı resimleri

 

Ermeni Soykırımı Nedir?

Müzede Ermeni Soykırımı nedir sorusuna yanıt olarak şunlar yazıyor: “Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Türkiye’si tarafından gerçekleştirilen Ermeni katliamlarına Ermeni Soykırımı denmektedir. Bu katliamlar Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı yerlerinde Jön Türk hükumeti tarafından gerçekleştirildiler. Bu katliamlara ilk tepki veren ülkeler Fransa, Rusya ve Büyük Britanya oldular. Bu ülkeler Mayıs 1915’te ortak bir bildiri yayınlayıp Ermenilere yapılan katliamların “ bir insanlık ve medeniyet suçu” olduğunu ilan ettiler. Bu ülkeler bu insanlık suçunun failinin Osmanlı İmparatorluğu olduğunu açıkladılar.”

 

Ermeni Soykırımı Neden Yapıldı?

Ermeni Soykırımı’nın nedeni olarak müzede şu ifade var: “Birinci Dünya Savaşı başladığında Jön Türkler, zayıflamış Osmanlı imparatorluğu’nun kalıntılarını toplayıp Pantürkizm siyasetini uygulamaya başladı. Pantürkizm sınırları Çin’e kadar uzanan, tüm Kafkasları ve Orta Asya’yı içine alan büyük bir Türkiye’nin kurulmasıydı. Bu plana göre imparatorlukta yaşayan tüm azınlıklar Türkleştirilmeliydi. Ermeni halkı bu planın gerçekleşme sürecinde en büyük ayak bağıydı. Batı Ermenistan’dan tüm Ermenilerin tehcir edilmesine henüz 1911’de karar verilmişti. Jön Türkler için Birinci Dünya Savaşı bu planlarını gerçekleştirmek için kaçırılmayacak bir fırsattı.”

 

Ermeni Soykırımında Kaç Kişi Öldürüldü?

Müzede kaç kişinin öldürüldüğüyle ilgili şu bilgi veriliyor: “Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Türkiye’de 2 milyondan fazla Ermeni yaşıyordu. 1.5 milyon Ermeni 1915-1923 tarihleri arasında katledildi. Geri kalan beş yüz bin kişi farklı şehirlerde öldürüldüler.”

 

Ermeni Soykırımı hakkında bilgi
Ermeni Tehciri hakkında bilgi

 

Ermeni Soykırımı Nasıl Gerçekleştirildi?

Müzenin iddiası şöyle: “Soykırım insanların soyunu tüketmek için yapılan toplu katliamlara denir. Doğal olarak bir eylemin soykırım olarak adlandırılması için yaratılmış bir programa ve bu programı gerçekleştirmek için içsel bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. Bu da soykırımı bir devlet suçu haline getirir, çünkü bu anlatılan sadece devletin sahip olabileceği ayrıcalıklardır. 24 Nisan 1915 tarihinden itibaren İstanbul’da Ermeni düşünür ve entelektüleller göz altına alınmaya başlandı. Bundan sonra yaklaşık 1000 kişi öldürüldü ve böylece Ermeni halkını yok etme hareketinin ilk aşaması başlamış oldu. Bundan sonra dünyanın her yerindeki Ermeniler bu günü Ermeni soykırımında ölenlerin anısına adadılar. Ermeni soykırımının ikinci bölümü yaklaşık 60.000 Ermeni erkeğin bir kerede askere alınmasıydı. Hepsi burada öldürüldüler ve Ermeniler silah tutan güçlerini kaybetmiş oldular.”

 

“Ermeni soykırımının üçüncü bölümü Ermeni Halkının genç yaşlı çoluk çocuk demeden katledilmeye başlanması ve Suriye çöllerine doğru sürülmesiydi. Tehcir sırasında binlerce insan Türk askerleri, Kürt kapkaççılar, polisler tarafından öldürüldüler. Kalanlar da açlıktan, bulaşıcı hastalıklardan öldüler. Kadınlar ve çocuklar işkencelere maruz kaldılar. Birçok insan zorla Müslümanlaştırıldı. Soykırımın son etabı ise Türk hükümeti tarafından Ermenilere kendi yurtlarında yapılan tehcirin ve kitlesel imhanın inkar edilmesiydi. Tüm dünyada gittikçe daha fazla ülke tarafından Ermeni Soykırımı kabul edilse de Türkiye ısrarla bunu kabul etmemekte ve buna karşı tarihi değiştirmeye çalışmakta ve farklı yerlerde lobi faaliyetleri yapmaktadır.”

 

Ermeni Soykırımı Müzesi Türk Bölümü

Müzenin, bütün Türkleri zan altında bırakmadığını söyleyen Demoyan, “Burası Ermeni tarihinin anlatıldığı bir müze değil. Burası aslında Türk ve Ermeni anılarının, geçmişinin anlatıldığı bir müze” dedi. Tarihçi Murat Bardakçı tarafından yayımlanan Talat Paşa’ya ait tehcir notlarının da yapılacak düzenlemeden sonra sergide yer alacağını ifade eden Hayk Demoyan, tehcir sırasında Ermenilere yardım eden Türkler ve Müslümanlarla ilgili çok fazla bilgi ve belge topladıklarını da anlattı:

 

“Zaten Ermenilere yardım eden Türkler büyük resmin bir parçası. Yeni sergi anlayışımızda detaylara ineceğiz. Türkler, Ermenilere yardım ederken kendi hayatlarını riske attılar. Tehcir sırasında Ermenilere yardım edenlerin cezalandırılacağı hükmünde bazı kararlar çıktı. Bu ceza, evinin önünde asılmaktıı.”

 

Ermeni Soykırımı’nı Tanıyan Ülkeler

Bugün Tehciri Ermeni Soykırımı olarak resmen tanıyan ülkeler Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Ermenistan, Fransa, Hollanda, İsveç, İsviçre, İtalya, Kanada, Kıbrıs Cumhuriyeti, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Paraguay, Polonya, Rusya, Slovakya, Suriye, Şili, Uruguay, Vatikan, Venezuela ve Yunanistan. ABD‘nin 41 eyaleti olayları soykırım olarak kabul ediyor. Soykırım olarak resmen tanımayan ülkeler ise Azerbaycan, İsrail, Birleşik Krallık (katliam olarak tanıyor) ve Danimarka.

 

Ermeni Tehciri’ni soykırım olarak kabul eden kuruluşlar arasında BM Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt KomisyonuAvrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Dünya Kiliseler Konseyi, İnsan Hakları Derneği, YMCA Avrupa Birliği, Permanent Peoples’ Tribunal var.

 

Ermeni Soykırımı Müzesi hakkında bilgi yazımdan sonra Ermenistan gezi yazılarımın devamı: Ermenistan Turu

35 YORUMLAR

  1. Bu konunun ayrintilarini bende cok merak ediyorum, ve soykirim umarim olmamistir bunu temenni ediyorum. Politic science okudugum icin birkac sey eklemek istedim.

    Ermeni tehciri, milleti sadik olarak bilinen Ermeniler, Ruslarin mudahalesi ile ic islerine karistirilmasi engellemek amaciyla, enver pasa tarafindan nisan 1915 te toplu olarak surgun edimesiyle baslar, ve fakat gercekten bi soykirim var mi, yok mu bilemiyoruz…
    aylardan nisan olsa da, dogu da karin nerdeyse haziranda kalkmasi, verem gibi bulasici hastaliklarin varligi, ve cete sorunu rakamlari 6 bin den-15 bine kadar degisse de bu olumlere sebep olmus olabilir… Bizde sonucu merakla bekliyoruz, ve arsivlerin acilmasini, en clear haberi almak istiyoruz…

  2. Osmanlı kayıtlarıa göre o zamanda topraklarımızda 1.25 milyon ermeni yaşıyordu. 300bin-500bin ermeni tehcir sırasında ve sonrasında yaşanan olaylarda can vermiştir. Ama bu olaydan bahsedilirken söylenmeyen şey 2-3milyon müslüman türkün rusya destekli ermeni ve ermeni çeteleri tarafından öldürülmesidir. Zaten bu olaylardan sonra halk ermenilerle çatışmaya başlamış ve sonunda tehcir kararı çıkmıştır.

  3. bu iş tarihçilere bırakılsın dediğimizde ermeniler buna yanaşmamışlardır çünkü işlerine gelmeyen durumlar var. tamamı ile tarihi belgelere dayanmayan (arşivler açılmamıştır) taraflı bir yazı … soykırım kelimesi çok ağır kalıyor doğuda nufüs olarak fazla görünmek için katliam yapan ermenilerdir kimse kimseyi durduk yere göç ettirmedi

  4. Alper bey önceki yazılarınızı keyifle okumuştum ancak bu yazınızı keyifle okumadım. Yazının başında soykırımın olup olmadığından bahsetmeyeceğim sadece müzeden bahsedeceğim demenize rağmen defalarca soykırım ve ermeni soykırımı ifadesini kullanmışsınız.
    Alper bey bildiğim kadarıyla siz öğretim üyesisiniz. Olmamış ve katılmadığınız veya iftira niteliğindeki şeyleri aktarırken “…” kullanılır. Ermeni soykırımı ve bu manadaki kelime ve kelime gruplarını tırnak işareti içine almanız lazımdı. Yazınızı bu şekilde tekrar tanzim edeceğinizi ümit ederim.
    Ayrıca ermenilerin karşılıklı yapılan katliamları ermeni soykırımı olarak nitelendirmeleri kesinlikle kabul edilemez bir iftiradır. Bir kere tehcire konu olan ermeni sayısı 900 bindir. Bunların 120-150 arasındaki kişilerin akibeti bilinmemektedir. Yani ölen ermeni sayısı en fazla 150 bindir.
    Ayrıca ermeni soykırımı iddiasının hedeflerinden biri Türkiye’ den toprak almaktır. Ermenistan Cumhurbaşkanı bir okul ziyaretinde özet olarak “biz(bizim kuşak) Karabağ’ ı aldı, siz de Ağrı Dağı’ nı alacaksınız” dedi.
    Bir diğer hedefte İstanbul başta olmak üzere bugünkü değeri milyar tl ile ifade edilen arsa ve gayrimenkulleri geri almaktır.
    Bir diğer hedef de Türkiye’ nin milyarlarca dolar tazminat ödemesidir.

  5. ahmet ağır arkadaşımın dediklerine aynen katılıyorum. bu işi tarihçilere bırakalım. soykırım kelimesi çok ağır kaçıyor.

  6. Hocam merhabalar. Ben sitenizi tesadüfen Kuzey kore ile ilgili araştırma yaparken buldum ve hızımı alamayıp kuzey kore gezi yazılarınızı okuduktan sonra diğer yazılarınız bir çoğunu okudum. Açıkçası hayran kaldım cesaretinize ve azminize. Ben şuana kadar Sadece Irak, Afganistan, Cezayir ve Çin’e gidebildim. Tabi sizin gezilerinizin yanında kıyaslanamaz. Ama idolüm oldunuz 🙂 Yazılarınız için teşekkürler ve devamını bekliyoruz.

  7. Sayın Alper, tüm diğer yazılarınız gibi bu yazınızı da büyük bir ilgi ve merakla okudum. Gezi anlayışınıza bayılıyorum. Favorim elbette Kuzey Kore geziniz. 🙂

  8. Merhaba Alper, yurtdışında gezdiğin ülkeler içinde sadece İngilizce’yi kullanarak mı iletişim kuruyorsun? Kaç dili akıcı olarak biliyorsunuz sorabilir miyim? Yurtdışına gezi planlıyorum fakat yabancı dilimin yetersiz kalacağından şüpheleniyorum. Sadece ingilizce biliyorum.

    • Merhaba. Evet tek yabancı dilim İngilizce. Ermenistan gibi eski Sovyet ve Doğu Bloku ülkelerinde Rusça, Güney Amerika’da İspanyolca bilmek çok iyi olurdu. Bence çekinmeyin, bir şekilde anlaşılıyor.

  9. Ermenilerden ders almak lazım. Öncelikle şu an Amerika’da ve Fransa’da sefa içindeki Ermeniler, tehcirle gelen ataları sayesinde oradalar. Yoksa Ermenistan gibi bir ülkede sürüneceklerdi halen. Bu laflara kızacak olabilir, kimseye hakaret etmiyorum sadece gerçekleri söylüyorum. Ermenistan diasporayla beslenen, sınır komşuları olan Türkiye ve Azerbaycan ile iyi geçinmek yerine 101 sene sonra bile hala daha mazlumluktan nemalanmaya çalışan bir halk. Fakat Amerika’da, Fransa’da çok müthiş bir mazlum lobisi yapmışlar. Şimdi bunlara destek verip de kimse gelip “ama milliyetçilik çok fenadır” demesin. Adamlar ağır milliyetçilik sayesinde ellerindeki bütün para ve güçle her organizasyonda lobiciliğe devam ediyorlar. Almanya ve Japonya dünya savaşlarından sonra kendilerine gelip toparlanıp çalışarak dünya gücü oldular, bunlar 500 sene de geçse “soykırım yapılmış zavallı topluluk” olmaya devam edecekler. Başka gezegenlere koloni kurmaya gidilse “bizi de alın, bize soykırım yapıldı” diye milletin gemisine binecekler. Demek ki insan toplulukları da hayvan türleri gibi. Her biri farklı şekilde yaşamını sürdürüyor.

  10. Bu çok hassas konu hakkında yorum yapmak için karşı tarafı da dinlemek araştırmak gerekir. Iğdırda da soykırım anıtı var ziyaret edip oradaki resimlere ve belgelere de bakılırsa daha objektif bir yazı yazılabilir.Bu tip yorumları tarihçilere bırakmakta fayda var.

  11. Alper Bey elinize sağlık, önemli ve değerli bir yazı olmuş. Özellikle müze yetkilisinin anlattıklarını duymak önemliydi. Bir de bu “tarihi tarihçilere bırakalım” safsatası çok popüler. Mealen “biz kendimizi nasıl savunacağımızı bilemiyoruz belki bizim tarihçiler bir şeyler bulur” demektir. Tarih dediğiniz “insanoğlu”nun hikayesidir ki bu da hepimizin işidir. O yüzden aynen devam etmenizi dilerim.

  12. Gördüğümüz gibi adamlar yalan dolanla çok kişiyi kandırabiliyorlar. Gerçekten ne biçim bir insanlık anlayamıyorum. Bunların hepsini geçtim 4-5 sene öncesine kadar en tepemizden bile destek alıyorlardı. Şimdi en azından devlet mücadeleye girdi bunlarla ama normal mücadele çok yetersiz. Fikir mücadelesi lazım. Saraya harcanan parayla insanlara doğrular anlatılabilirdi. Bizde sıkıntı burada.

  13. Soykırım var mı yok mu meselesine bir kaç cümle de ben yazmak istiyorum.ben sivaslıyım babaannem biz 11-12 yaşlarında iken babasının ona anlattıklarını anlatırdı,Ermenileri bir dere yatağına götürüp başlarını palta ile kesmek suretiyle katlettiklerini hatta öleceğini ve yakalanacağını anlayan annelerin çocuklarını Türk ailelerine teslim ettiklerini(en azından çocuklarımız ölmesin içgüdü ile)anlatırdı.şimdi bu gerçek hikayeleri dinleyen birisi “Ermeni soykırımı yoktur” palavrasına inanır mı??

    • Bir sey yazmak isterdim ben de. Soykırım nerede yapılır ? Bir halkın, bir toplumun kendi vatanında, başka bir toplum tarafından yapılır öyle degil mi? Ermenilere ( eger olmushsa ) yapılan soykırımı turkler Ermenistanınmı topragında yapdılar? Eger denildigine gore soykirim varsa yani bir halkın soyunu kurutmak istemislerse, neden bu halk kendine ait soyunda kokunde ne bileyim topraklarinda deyil de baska bir halkin arazisinde katl edilmis? Bir bunu dusunmek lazim? Komsum evime gelmis ona evimi acmisim bir kac ay bende kalmis zamani geldiyinde git artik evine deyildiyinde hadi canim ben burada 2 ay kaldigim icin buradan bana da hak var mi anlamina mi geliyor soykırım .

  14. Meraktan soruyorum; neden dosyaları orada bir avuc insana sergilemek varken Avrupa adalet divanına getirmiyorlar ? Bu soruyu benim merak ettiğim gibi, Manukyanda öğretim üyesi olan ve her yaz izmir de misafir ettiğim Ermeni dostum kendi yönetimine soruyor her fırsatta. Sonuç ? yok. 1930 – 50 döneminde tek bir soykırım sözcüğü bulabilir misiniz ? 1950 – 92 ? bulamazsınız. Çünkü lobicilik ne zaman sovyetler dağıldı ve ülke tek başına kaldı, işte o zaman bir mağduriyet hissedildi. Adına kendilerinin dahi göç dedikleri bir olay insanlık suçu değil, olsa olsa kültür suçudur ve bunu açık yüreklilikle herkes kabul eder. Dileğim şu, 3 milyon nüfuslu bir avuc ülke de o sır gibi saklanılan iştahla anlatılan tüm tarihsel gerçekler lahey’e getirilsin. bunu Türkiye koalisyon döneminde de dile getirdi fakat sonuç hep aynı: ”sen bana soykırım yaptın, ben burda bunları anıyorum getiremem.” İsmail Saymaz – Beyaz Hüzün Sarıkamış kitabına bir göz atın, Rusya ile savaş halinde olan orduya halkın içerisinden yapılanları okuyun aynı zamanda aynı tarihsel süreci anlatan ermenice kitaplarıda okuyun ve arada ki kültürel anlatımın gerçekliğine kendiniz karar verin. Henüz fes’i çıkarmanın yasak olduğu bir ortamda, beyaz gömlekli ve kravatlı bir bey köylüleri öldürürken fotoğraf çektiriyor ve biz bugün bununla hüzün duyuyoruz. Kendinize gelin biraz, ayrıca başlıkta yer alan soykırım ibarelerinin başına ”iddaa” ibaresinide eklemnizi dilerdim Alper bey. Çünkü kanıtlanmamış duyumlar, duyurumlar ile ne Türk ne Ermeni ne de bir başkası, hiçbir toplum yargılanamaz. Soykırım görmek isteyen Srebrenica da yapılan temizliğe baksın, her yıl kesintisiz Bosna Hersek tarafından Lahey’e sunulan belgeleri okusun. Holokostun ardından nazi avcılarını okuyun bunlar birer belgedir. Adalet divanı tarafından kesinleşmiş ve mahkum edilmiş belgelerdir saygım bu tarz mantıklı yaklaşımlara saygım sonsuz. Aksi halde ”duydum” ”gördüm” ”-miş” ”-mış” ”belgeler burda ülke dışına çıkaramam” ”ortak komisyon kurmam” tarzında tüm ifadelerin hiçbir değeri yok gözümde. Sağlıcakla ve mantıkla kalın.

  15. bu konu çok su götürür. ığdır da karsta erzurum da ardahan da onlarca toplu mezar bulundu türklere ait. ama bunu da ermeniler kabul etmiyor. ortada bir olay vardır burası doğru ama ermenilerin tamamen masum olduguna inanmak aptallık olur. ayrıca şu ermeni çocuklara ekmek gösteren kişinin müslüman bir türk olabileceğine asla inanmıyorum. tamamıyla propaganda

    • Karmaşık ve tartışmalı bir konu, uzman olmadığım bir alan. Müzede neler sergilendiği bilinsin istedim. Umarım yakın gelecekte tüm gerçekler açığa çıkar ve iki ülke arasında barış sağlanır. Fotoğraf konusunda isterseniz müzeye yazın. İlginize teşekkürler.

  16. Ermeniler Karabağ’dan çekilmedikçe iki ülke arasında barış sağlanmayacaktır Alper Bey. Karabağ’da Ermeni işgali ne zaman son bulursa Türkiye ile Ermenistan ilişkileri ancak o zaman düzelme yoluna girer. Azerbaycan notlarınıza da baktım, Azeri soykırımını anlatan bir bilgi bulamadım. Keşke bir yazı da Hocalı’ya ayırsaydınız. Saygılar.

  17. Iki tarafin da digerini dinlemedigi, neler hissetigini yok saydigi bir konuda kim ne yapti ne yapmadi konusuna girmeden guzel ve bilgilendirici bir yazi yazmissiniz. Cok tesekkurler. Seyahatlerinizin devamini dilerim.

  18. Jön Türkler hükümeti diye bir hükümet hiçbir dönemde olmamıştır bir de fotoğrafların bir bölümü daha iyi incelenmeli diye düşünüyorum, tarihi olguların gün yüzüne çıkması olumlu bir durum muhakkak, ancak günlük siyasetin bir aracı haline geldiğinde, tarihi olayın özü erezyona uğruyor sanırım, T.C. Bu olayların iki ülkenin de aktif katıldığı, arşivlerin açılarak inceleneceği, başka ülkelerden tarihçilerin de olduğu bir tarih komisyonu kurulup bu komisyon ile araştırılarak tespit yapılması önerisini yaklaşık yirmi beş senedir yineliyor, (ki bence yakın tarihimizdeki nadir doğru dış politika hareketlerinden biri) ,ancak bu akılcıl ve bilimsel yaklaşıma aklın, bilimin ve demokrasinin beşiği olan hiçbir batılı ülke destek vermiyor, ayrımcılığın ve propaganda’nın onlarca yöntemi var. Korkum bu yöntemlerin bazılarının bugün hala tarihin ile yüzleş baskısı ile yürüyor olması. Bugün Anadolu topraklarında o günkü olaylara katılmış kimse yaşamıyor.Sevgili Hrant Dink in konuya yaklaşımı Anadolu halkları adına beni daima duygulandırmıştır.
    Ne olursa olsun paylaşımınız en az adı geçen ama tarihsel olarak en yakın komşumuz Ermenistan da neler olduğuna dair oldukça net bilgiler içeriyor, bu sebep ile teşekkürler. Konu nereye gider bilinmez, ama ne ekersek onu biçiyoruz bunu biliyoruz, sevgiler.

  19. Bir Türk olarak konuyla ilgili araştırma yapmış olarak gitmenizi ve gitmişken bazı sorular sormuş olmanızı beklerdim açıkçası. Örneğin:

    – İstanbul ve İzmir gibi batı illerinde yaşayanlar ile devlet memuru olanların neden tehcir edilmemiş olduğunu sorabilirdiniz
    – Osmanlı ve patrikhane kayıtlarında 1914 te 1.3 milyon civarı Ermeni nüfus görünürken, Osmanlı kayıtlarına göre 1 milyon Ermeni tehcir edildiği, Suriye’ye 500 bin Ermeni vardığı yerli ve yabancı raporlarda yazılmış olmasına rağmen neden 1.5 milyon Ermeni öldüğünü iddia ettiklerini sorabilirdiniz
    – 1890’lardan 1915’e kadar gerçekleştirilen isyanların, tehcir öncesi Van’ın ele Ermenilerce geçirilmiş ve müslüman kısmının yakılmış olmasının, 50.000 Osmanlı Ermenisinin Rus ordusuna katılmış olmasının, tehcir öncesi Anadolu’da Ermenilerce gerçekleştirilen terör eylemlerinin tehcir kararı alınması ve sonrasındaki karşılıklı katliamlar üzerine etkisini sorabilirdiniz
    – Ermeni çocuklara ekmek gösteren bir Osmanlı görevlisinin fotoğrafının sahte olduğunu, montajlanmış olduğunu, Oxford yayınlarından çıkan bir kitabın bu yüzden toplatılıp sonraki baskısında sahte olduğunun belirtilerek yayınlandığını bilip, neden hala müzede sergilendiğini sorabilirdiniz
    – Osmanlı devletinin soykırım amacı güttüğünün kanıtlarının neler olduğunu sorabilirdiniz

    Siz herhangi bir ülkeden gelen turist gibi gezip sohbet etmişsiniz, bir Türk olarak böyle hassas bir konuda araştırma yapıp, yukarıdaki sorular ve daha fazlasını sorabilecekken Smithsonian Doğa Tarihi Müzesini gezer gibi gezmişsiniz, pes. “Ermeni Soykırımı Müzesi’nde gördüklerimi ve okuduklarımı elimden geldiğince tarafsız anlatmaya çalıştım.” demişsiniz de pek de tarafsız değil gibisiniz. İlk ve son iki paragrafınızdan gayet anlaşılıyor.

  20. Tamamen tarafsız bir dille bakacak olursak, neye dayanarak böyle bir olayın tanımını yapabiliyorsunuz? Örneğin dayanağınız nedir ki üç dört cümleden birinde katliam ve soykırım kelimelerine yer veriyorsunuz? Yani Ermeni toplumunun başkenti Erivan da yer alan bir kompleksi dayanak olarak alıp günümüzde hala güncelliğini koruyan ve artık amacının dışında magazinsel bir boyuta ulaşmış bu trajediye bu kadar net tanımlar yapıyorsanız, Türklerin başkenti Ankara’nın göbeğinde de aynı trajediyi bir -safsata- olarak adlandırmanız içten değil. Hayır efendim siz büyük bir yanılgı içindesiniz, objektif bir tutum içerisinde olmak istiyorsanız bunun sadece gerçeklerle açıklanabileceğini unutmamanız gerekir. Deplasman veya ev sahibi toplumların tam olarak niteliği kanıtlanmamış dayatmalarıyla değil.

    Ayrıca, yazıda ki tarihsel bağlamdan kopukluk o kadar feci ki, -jön türkler’in ermenilere katliam yapması- ile zirveye ulaşmışsınız. Bunu ne sizin kafanız ile ne de kendi kafam ile açıklayabilmem mümkün değil… Öyle ki iktidar karşıtı veya ortağı her hangi bir oluşumun hal ve hareketleri ile bütün bir ülkeyi hatta bütün bir toplumu zan altında bırakmaktan bahsediyorsunuz. İçinde bulunduğunuz yanılgı sizi daha sığ bir dünya görüşünde boğmadan gerçeklere dönmenizi, bunu sizin için istiyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz