Ulan Bator‘dan 12 saatlik yataklı tren yolculuğuyla Erdenet kasabasına geldim. Trende tek İngilizce konuşabilen kişi “My English too small” dedi, yine de sevindim bunu duyduğuma önce, fakat hakikaten öyleymiş, en çok söylediği laf bu oldu. Ertesi sabah Erdenet’te Sumyabayar’ın akrabası beni alıp eve götürdü. Kasabadaki büyük bakır madeninde çalışan mühendis çift, ahşap evde oturuyor. Elektrik var ama su yok. Ağzı açık bir varildeki pek temiz olmayan suyu kullanıyorlar. Moğolistan’da yaşam kolay değil. Evet, Moğolistan gezisi doludizgin devam ediyor.
Moğolistan Evleri
Moğolistan‘da göçebeler çadırda (GER), yerleşik olanlar ise kent ve kasabalarda merkezdeki beton binalarda ve merkezin çevresindeki çadırlarda ve ahşap evlerde yaşıyor. Bunların çoğunda elektrik var ama su tesisatı yok. Bahçeleri nedense oldukça yüksek ahşap veya tenekelerle çevrili, tuvaletleri dışarıda. Barakanın biraz iyisi. Yollarda beton veya asfalt sözkonusu bile değil.
Moğol arkadaşlarımın resimdeki evi ortalamanın üzerinde düzgün ve özenli olsa da, iki mühendis bundan sonra da sık göreceğim tipik Moğol tuvaleti şeklini aşamamış. Tehlikeli bir tuvalet, aşağıdaki dev çukura düşmemek gerek. Moğol tuvaletlerini ben çözemedim. İki tane ayak yeri, bir tane de delik olması gerekmez mi düz mantıkla? İki tane delik ve üç tane ayak yeri neden? Delikleri irice olmayan bir insan düşecek kadar büyük yapmak nedendir?
Erdenet ülkenin kuzeyinde, varlığının tek nedeni buradaki büyük bakır madeni (EMC, ECM) olan bir kasaba. 1974 yılında Sovyetler Birliği tarafından kurulmuş ve ülkenin ikinci en büyük “kenti”. Bizim küçük bir Anadolu ilçesini andıran kasabayı SSCB eski haritalarda bilerek yanlış yerde gösterir, gizli tutarmış.
Erdenet’te DEL giyen Moğol ve modern giyinen hayırsız oğlu. DEL giymemiş ama Moğol geleneğine uygun olarak büyüğünün önünde yürüyor.
Akşam üzeri Moğol arkadaşlarla kamyonete atlayıp anne-babasının yaşadığı kırsaldaki çadıra uğradık, oradaki sürüden epey uğraşarak bir koyun yakaladılar, kasabaya götürmek üzere yola çıktık.
Koyunu arkaya bağlarken çektiğim görüntü aşağıda:
Yolda lastik patladı, iki tekerleğin arasına taş sıkışmış. Tamire kalkıştılar ama gerekli İngiliz anahtarı yoktu. Şöyle bir düşündüler en yakin çadır nerededir diye, sonra kafadan bir yöne doğru kaptırdık arazide epey gittik dambara dumbara.
Arabamız bozulunca mecburen ezbere bir süre yol alıp ilk rastladığımız göçebe çadırına yöneldik. O kesede süt süzülüyor, üstte kalan kurutuluyor.
Moğolistan’de Ne İçilir?
Bir çadıra vardık, anahtar varmış. Buyur edildik, çadıra girdik, hemen taze kaymak, ekmek, çay (tabii ki sütlü ve tuzlu) geldi. Moğol çayı (İngilizce yazılışı: Suutei Tsai. Moğolcası: Сүүтэй Цай, okunuşu süütei çay, veya kısaca çay) şöyle yapılıyor: her çadırın ortasında kurulu sobanın üzerindeki kazana üçte iki süt, üçte bir su konuyor, dallarıyla beraber bir tutam çay atılıyor ve tuz eklenip kaynatılıyor. Bütün gün bunu içiyorlar. Yöreye veya duruma göre çaya un, tereyağ, pirinç ve mantının küçük çeşidinden (banş, bansh, Банш) katılıyor. O zaman çayın adı mantılı çay (Banştai Çay – Банштай Цай) oluyor.
Yan yana iki çadırda yaşayan akraba iki ailenin erkekleri yoktu, belki hala hayvanlarıyla beraber uzakta, belki de kasabadaydılar, ama Moğol kadınları “beyim çadırda yok, ben bilmem, beyim bilir” demeyip bize yardım ettiler ve yakın davrandılar. Ben bu kadınların sıcaklığını, doğallığını, fotoğraflarını çekerkenki gülümsemesini sevdim.
Anneler geleneksel Moğol kıyafetleriyle, çocuklar ise Çin malı Adidas vs. Kuşak farkı.
Neyse ki biz içeride hasbihal ederken diğer iki arkadaş lastiği değiştirdiler ve kasabaya gittik.
Naadam Festivali
Moğolistan’ın en büyük ve önemli etkinliği geleneksel Naadam Festivali. Bu festivalde Moğolların üç ana sporu yapılıyor: okçuluk, güreş ve binicilik. En büyük Naadam 11-12 Temmuz’da Ulan Bator‘da yapılıyor ve ülkeye en çok turist o zaman geliyor. Ben onu görmedim ama şanslıyım çünkü bu kasabanın yerel Naadam Festivalinin bir kısmına denk geldim. Turistik bir şey olmadığı için kasabaya yabancılardan pek uğrayan da yok, festivalde yabancı olarak sadece birkaç İspanyol vardı, onlarla tanıştım. Moğol kültürü içerisinde güreş önemli.
Ben güreşe denk gelmedim ama Moğolistan’da güreş önemli. Ülkede güreşin başlangıcının 7.000 yıl öncesine kadar gittiğini söyleyen tarihçiler var. Güreşte yaş sınırı, kilo sıkletleri falan yok. Amaç rakibin dengesini bozup yere devirmek. Moğol güreşinin Moğolcası Bökh; bugünkü Moğolca: Бөх veya Үндэсний бөх.
Monta benzeyen geleneksel güreşçi giysisinin (Jodag) arkası kapalı, önü açık, belden iple bağlanıyor. Nedeni ilginç. Uzun yıllar önce bir güreş musabakası yapılmış, sonra şampiyon olan kişinin bir kadın olduğu anlaşılmış, erkekler rezil rüsva olmuş. Ondan sonra güreşlere kadınlar çaktırmadan katılamasınlar diye bu önü açık tuhaf montu icat etmişler ve şart olmuş. Güreşçilerin giydikleri külotun adı Shuudag, deri çizmelerinki ise Gutal.
Festivalden kısa bir görüntü: Moğolistan videoları.
Bugün 2 kıymalı börek yedim, yanında bir kocaman bardak kımızla birlikte 90 Kuruş (700 Tugrik, Moğolistan para birimi), mis gibi. Başka bir defasında kasabada kafeye benzer bir yer buldum, yemek yemeğe çalıştım, hiç anlaşamadık, çıktım. Bir avluda, ikinci katta anne-kızın işlettiği bir lokanta bulup girdim. Moğollar çok koyun eti yer, ben de bu kez tavuk yesem dedim. İngilizce anlatamadım yine derdimi, menüden de anlamam. Üçümüz epey çaba gösterip bir yere varamayınca ben gıdakladım, anladılar, güldüler ve tavuğumu pişirdiler.
Kasabanın diskosu ve linç girişimi
Erdenet kasabasında diskoya gittiğim gece telefonumla çektiğim kısa görüntü: Moğolistan gece hayatı.
Moğolistan’da Gece Hayatı
Gelelim Moğolistan’da gece hayatı notlarıma. Gece kasabanın tek diskosuna gittim. Başkentteki moğol arkadaşlar ülkedeki kadın sayısının erkek sayısından fazla olduğunu söylemişlerdi ama pek inanmamıştım. Bundan sonra gezdiğim yerlerde dikkat etmemi söylediler. Diskoda kız sayısı oğlan sayısından epey fazlaydı, üşenmeyip saydım kız/oğlan oranı 8/1 çıktı.
Elbette mekandaki tek yabancı bendim. Önce biraz barda oturdum, sonra asma kata çıkıp kasabalı Moğol gençlerin eğlenmesini izledim. Bir ara yabancı olduğumu fark eden bir oğlan yanıma gelip nereli olduğumu sordu, bir süre Türk okulunda okumuş, benle tanıştığına sevindi, sempatiyle biraz sohbet ettik.
Pisti izlerken biraz sonra da yanıma bir kız geldi, nereli olduğumu sordu, konuşmak istedi. Üniversiteyi Rusya’da okumuş ve İngilizcesi çok iyi olan bu kızla oturup sohbet ettik. Pistte iki kız arkadaşı vardı, bir ara onların yanına gittik ama bizimle ilgilenmediler nedense. Sonra yine yukarı çıkıp oturduk, geceyarısı oldu ve disko kapanmaya başladı. Arkadaşları geldi ve kıza iyi geceler bile demeden masadaki sigaralarını alıp aniden gittiler. Biz konuşarak dışarı çıkarken baktım arkada bir güruh bağrışıyor, az önce benle konuşan oğlan kollarını iki yana açmış kalabalığı durdurmaya çalışarak bana birşeyler anlatmaya çalışıyor, ne olduğunu anlamadım, umursamadım. Kız “özür dilerim buradan senle birlikte çıkamam, malesef burada durum bu” dedi ve gitti. Ben dışarı çıktığımda 30-35 oğlan toplanmış beni bekliyordu. Bir tane İngilizce bilen sözcü seçmişler, “bizimle dövüşecek misin, eve mi gideceksin?” diye sakince sordu. Konuyu anlamaya çalışmak için biraz konuştum, “Moğolistan kızları bizimdir” gibi birşeyler söyledi. Saçmaladığını söyleyip oradan ayrıldım. O kadar oğlan içeride bile yoktu, nasıl toplaştılar bunlar, bu nasıl bir zihniyettir, anlamadım. Moğol kızları kibar ama Moğolistan erkeklerinin bir kısmı epey hödük sanırım.
Gitmeden okuduğum Wikitravel’da “barlara yalnız gitmeyin, yanınızda Moğol olsun, karanlıkta yalnız yürümeyin, şu mekanlardan sakının” gibi uyarılar vardı, nedenini tam olarak anlamamıştım. Ulan Bator‘da tanıştığım Koreli oğlan sürekli kalabalıktan uzak duruyordu. CS’den tanıştığım bir kız, bara gitmeden önce mutlaka arkadaşlarını arıyor, “yanımızda en az bir Moğol erkek olması iyi olur” diyordu. Bu konudan daha sonra da bahsedeceğim.
Gelelim “Dokuz Beyaz Yak Kuyruğu” adlı sembole. Aşağıda gördüğünüz tug (туг) veya sulde (сүлд), tepesinde dairesel at veya yak kuyruğu kılı olan, Moğolistan’da önemli bir sembol. Beyaz olan “Yöson Khölt Tsagaan Tug” (Есөн хөлт цагаан туг) Dokuz Direkli Beyaz Sancak barış zamanını temsil ediyor ve eskiden hanlar çadırlarının (GER) önüne koyarlardı. Dokuz tane olması, Cengiz ve Timuçin zamanlarında orduda dokuz generalle (Orlok) temsil edilen dokuz Moğol göçebe kabilesinden geliyor. “Dörvön Khölt Khar Sulde” (Дөрвөн хөлт хар сүлд) Dört Direkli Siyah Sancak ise savaş zamanında kullanılırdı. Orta Asya Türkleri bunlara bunçuk (bunchuk) ve kuta derlerdi.
Moğol güreşçilerine verilen ünvanlar:
Seviye | Ünvan | Moğolca ünvan |
Kazanma koşulu | |
1 | Ulusal | Ulusun Yenilemez Devi | Улсын дархан аварга | Ulusal Naadam Güreşini 5 kez kazanmak |
2 | Ulusal | Ulusun Koca Devi | Улсын даян аварга | Ulusal Naadam Güreşini 4 kez kazanmak |
3 | Ulusal | Ulusun Okyanus Devi | Улсын далай аварга | Ulusal Naadam Güreşini 3 kez kazanmak |
4 | Ulusal | Ulusun Devi | Улсын аварга | Ulusal Naadam Güreşini 2 kez kazanmak |
5 | Ulusal | Ulusun Aslanı | Улсын арслан | Ulusal Naadam Güreşini 1 kez kazanmak |
6 | Ulusal | Ulusun Kartalı | Улсын гарьд | Ulusal Naadam Güreşinde 2. olmak |
7 | Ulusal | Ulusun Fili | Улсын заан | Ulusal Naadam Güreşinde yarı finale kalmak |
8 | Ulusal | Ulusun Doğanı | Улсын харцага | Ulusal Naadam Güreşinde çeyrek finale kalmak |
9 | Ulusal | Ulusun Şahini | Улсын начин | Ulusal Naadam Güreşinde 1/8 finale kalmak |
10 | İl | İlin Aslanı | Аймгийн арслан | İl Naadam Güreşini kazanmak |
11 | İl | İlin Fili | Аймгийн заан | İl Naadam Güreşinde ikinci olmak |
12 | İl | İlin Şahini | Аймгийн начин | İl Naadam Güreşinde yarı finale kalmak |
13 | İlçe | İlçenin Fili | Сумын заан | İlçe Naadam Güreşini kazanmak |
14 | İlçe | İlçenin Şahini | Сумын начин | İlçe Naadam Güreşinde yarı finale kalmak |
Bundan sonra kırsalda, göçebe çadırında kalacağım..
Moğolistan yolculuğumun devamı için tıklayın: Keçi kesimi ve çadır yapımı.
Çok güzel bir yazı olmuş, seninle birlikte ben de gezdim, çaydan içtim. Eline, yüreğine, ayağına sağlık.
Çok gez, çok yaz 🙂
Teşekkürler sevgili Sevil. Sen de gezmeye ve yazmaya devam et, ben de okumaya 🙂
Kahkaha attım. 😀 Yeni tanıştım blogunuzla, yolunuz hep açık olsun, saygılar. 🙂
Teşekkürler Varol Bey 🙂
Sevgili Alper “Moğol tuvaletlerini ben çözemedim. İki tane ayak yeri, bir tane de delik olması gerekmez mi düz mantıkla? İki tane delik ve üç tane ayak yeri neden?” demişsin.
El Cevap: Birinci delik büyük, ikinci delik küçük için. 🙂
Delikleri irice olmayan bir insan düşecek kadar büyük yapmak nedendir?
El Cevap: O kadar yağlı koyun eti, sütlü-tuzlu çay dan sonra anlamalıydın sebebini 🙂
Durmak yok yola devam ilgiyle takip ediyoruz. 😉
yorum yok
Moğolistan’da kımız içmek nasıl bir duygu? Çayları acayipmiş. Moğol güreşi izlemek için belli zamanlar var mı?
İlginç bir duygu elbette, sert bir ekşiliği var. Festival zamanları güreş izlenebiliyor.
Moğolistan kültürü hakkında bilgi veren bir yazı olmuş, kaleminize sağlık.
Teşekkür ederim.
Abim cok iyisin ya 😀 Devamını bekliyoruz, şu bar olayına baya güldüm ama. 😀
Cesaretinize hayran kaldım, böyle yerlerde tek başına gezmek oldukça tehlikeli olmalı.
Moğolistan gibi ülkelerde tek başına gezmek zorluklar taşıyor ama bünye heyecan ve macera istiyor işte. Teşekkürler.
bütün yazıları okudum çok detaylı yazmışsınız harika devamını bekliyorum orhun yazıtları ile ilgili kısmı bulamadım ama atladımmı acaba
Teşekkürler Sibel Hanım.
Orhun Yazıtları, Tsetserleg, Karakurum ve bir tane daha Ulan Bator olmak üzere en az 4 Moğolistan gezi yazısı daha yazacağım.
Dört yazı da bekleniyor, özellikle Orhun Yazıtları. Dört gözle.. 😉
Yazacağım Ayça Hanım.:)
Yazıya bayıldım 🙂 Harika bir yazı ve dolu dolu bi Tarihçe olmuş. Festivallere yeniden gittim.Erdenet sokaklarnda yeniden dolaştım sayenizde…Okuduktan sonra hemen sütlü çay yapmaya koyuldum özlemişm 🙂 Bar olayna gelnce Alper bey muhtemelen sizin o kıza zarar vereceğinz hissine kaplmslar Moğol erigtechuud 🙂 negatif elektrik almışlar nedense yoksa öyle davranmazlardi bence.kızlarınn sizr karşı çok kibar olmaları da Türk erkeklerine bayılıyor olmalarndandr bence.şahsi fikrim 🙂 Onları çok iyi tanıyorm 🙂 ve Ulanbataarda Oyuncak müzesi var orayı gezmenizi tavsiye ederim 🙂 ve şayet gezersenz çok iyi fotograflar yakalayacagnzdan ve bunları bizlerle paylasa cagnzdan şüphem yok 🙂 kolay gelsin.umarım daha çok eğlenirsnz 🙂 ben de diger arkadaslar gbi yazılarınzi bekliyor olacağım.
Teşekkürler İrem 🙂 Moğolistan gezimden yazmaya devam edeceğim.
Harika bir anlatim.yaşanmış gibi olduk teşekkür ederiz.
Moğolistan yazımı okumanıza ve güzel yorumunuza teşekkür ederim Eda Hanım.
bayıldım yazılarınıza, zevkle okuyorum hepsini, paylaştığınız için çok teşekkür ederim, siz gezin, biz okuruz <3
Çok teşekkürler. Moğolistan çok ilginç kültür ve geleneklere sahip. Umarım siz de gidebilirsiniz.
Alper bey.Ben Erdenet’te doğmuş büyümüş biriyim.Sizin yazılarınıza saygım var ama şu tuvalet meselesi bence biraz aşağilayaci.Sanki bütün sehirde oyleymiş gibi.Ben 37 yaşında birisiyim evimde hic oyle tuvalet olmadi.Evet şehrin dısında ve koylerde oyle.Moğol erkeklerine gençlerine gelince türk erkekleri sevmiyorlar.Nedenini söylemeye gerek yok.Kadınlar kızlar da türklere bayılmiyorlar.Çin malı adidas filan diyirsunuz da ben 19 senedir Türkiye’de olan biriyim Turkiye’de de hersey made in China.Bunu sizin söyluyor olmaniz tuhaf.En iyi markanin kendi magazalarina gidin hepsi ya made in China ya da başka bi asya ulkesi yaftalıdır.Çok gezen biro olarak bilmeniz gerek.Geziyorsunuz iyi hoş biraz gızlemlerinizi daha dikkatli yapin.Bende anadolu’da köylerdeki yasamlari butun türkiye boyleymiş gibi yazsam siz de bi tepki verirsiniz herhalde.Tabi ki Türkiye ekonomi olarak büyuk bi ulke.Ama eger araştirdiysanız bizde okuma yazma oranı %99’dur.O begenmediginiz tuvaletleri kullanan çin mali giyen çocuklarımiz var ya kaç km uzakta olurlarsa hava şartlari ne olurlarsa olsunlar(malum bizde iklim serttir) at sirtinda okula giderler.
Biz kendi hâlimizde yaşayan kendi yagımızda kavrulan sade bi ulkeyiz.
Başka gezi yazılarınizda basarilar
Merhaba. Kimseyi aşağılamadım, benim yazım tarzım ironi ve esprilidir, okurlarımın hoşuna gidiyor. Çin malından neden alındığınızı anlamadım, bütün dünya Çin malı giyiyor ve kullanıyoruz, ben de öyle. Orada kuşak farkını eğlenceli bir dille vurguladım. Moğolistan’daki okuma yazma oranını biliyorum. Benzersiz ve kültürünü koruyan ülkenize saygı duyuyorum. Sağ olun.
Merhaba Alper bey yazınız cok güzel olmuş ellerineze saglık ama hep kırsal yaşamdan hayatın zor olan kısımlarını anlatmıssınız. Erdenet moğolistanın en temız en sakin en güzel olan şehri 5 yılım orda geçti bazı arkadaslar oralarda tek başına gezmek zor ve tehlikeli diye yorum yapmışlar. o insanlar ki o kadar temiz o kadar temiz o kadar saflar ki zarar gelmez onlardan dinleri budizm hiç bişey bilmeden yapıyolar ama biz müslüman oldugumuz halde bildiğiğmiz halde bir çok seyi dine uygun olmadan yapıyoruz. onların yaptıklarını cok görmeyin bilmiyorlar yani.
Merhaba. Ben Erdenet’i sevdim, iyi insanlarla tanıştım. Türkiye’den farklı ve kökenlerimizle ilgili olduğu için kırsal göçebe yaşamından daha fazla bahsettim. Bizden farklı olarak yaptıkları şeyler için yanlış demedim, sadece farklılıklarını vurguladım. Bence doğa yaşamı ve hayvanları bizden çok daha iyi biliyorlar. Doğruluk ve yanlışlık kavramı benim için dine uygunluktan farklı bir ölçüt, dünyada yüzlerce din var ve hepsi kendi dininin doğru olduğuna inanıyor. İlginize teşekkürler.
Erka merhaba,
Oncelikle Alper Bey’e olan uslubunuz yanlis. Turkleri elestirmek yerine bir yabanci erkegin gittigi yabanci bir ulkede ilgi gorebilecegini kabul etmeniz gerekiyor.Siz de Tayland veya herhangi bir Asya ulkesine gidebilir ve bayanlarla sohbet edebilirsiniz. Alper Bey gittigi ulkede onyargilari umursamayan ve cool bir gezgin. Siz biraz da Amerikan; Batili expatlarin ulkeniz hakkindaki yorumlarini okuyun bence, ondan sonra Alper Bey gibi seviyeli gezginlerin yorumlarini okuyunca sukredersiniz. Çunku biz Turkler size saygi duyuyoruz fakat siz duymuyorsunuz, ulkenizde Kore ve Japonya’ya gitmek isteyen gencler kayniyor, acaba neden?Cinggis Haan’in Ongud damatlari vardi. Akil hocasi Kidan, cocuklarinin hocasi Uygur, darugaci ve baskaklar Mogol ve diger milletlerdendi. Mahmud Yalavac Harzemliydi, orduda Mogol, Turk, Cinliler vardi. Bugun Mogolistan’da Halh ve bazi diger Mogollar irkcilik yapiyorlar ama unuttuklari bir sey var Mongol liderler hic de oyle irkci degillerdi. Ugedei Haan da guclu bir liderdi.
Yaziyi tekrar okursaniz Alper Bey’in ne kadar bilgilendirici yazdigini farkeder,daha iyi anlarsiniz. Bayarlala.
Saygilarimla
Neden Japonya’ya ya da G Kore’ye gitmek istiyorlar?
Moğolistan’daki “gelişmiş ülke” algısı Güney Kore çünkü. Kore malı ürün kalite demek. Japonya ise en üst düzeyde gelişmiş ülke.